Ancak bu büyük grupların yanında ismi duyulmamış, hatırlanmayan bazı gruplarda vardır. Genellikle tek albümlük kayıtlarıyla hatırlanabiliyorlar. Günümüzde progresif rock (LP) arşivcileri tarafından net’e sürüldükleri andan itibaren bu gruplar hakkında fikir sahibi olabiliyoruz.
İşte bunlardan birisi ODYSSEE grubu. Almanya çıkışlı bir progresif rock grup olmasına rağmen, ne Alman krautrock ekolünden ne de Alman senfonik progresif rock ekolünden esinlenmiş bir grup. Kendisine özgü bir grup.
ODYSSEE için şöyle söyleyebilirim. Bir tecavüzcüler grubu. İngiliz grupları Gentle Giant, Genesis ve King Crimson müziğine tecavüze yeltenmişler. Resmen bir eklektik-senfonik progresif rock tecavüzü var.
- Bölgeme tecavüz ettin, Seyfi, bir daha yapma, affetmem.
Durumluk var ortada.
Hani deniyor ya (argo olarak), koymuş çocuğu gitmiş diye. ODYSSEE grubu da öyle. Koymuşlar albümü gitmişler.
Vokal bana ‘Anyone’s Daughter’ grubu vokalini hatırlatıyor. ‘Anyone’s Daughter’ grubu ile aynı dönem ortaya çıkmaları ve aynı nesilden olmaları, o dönemin vokal seçimi hakkında yorum yapmamıza olanak sağlıyor.
Albüm tamamen bir jazz fusion, senfonik progresif rock karışımı. Albümü dinlerken bir anda karşınıza jazz fusion parçası çıkarken 2-3 dakika sonra senfonik progresif türünü görebiliyorsunuz.
Gentle Giant, King Crimson hayranlarının rahatlıkla dinleyebileceği, ve zevk alabileceği numunelik eklektik progresif rock albümlerinden birisi.
‘Impression of November’ parçası Kaipa parçalarını hatırlatmadı desem, ayıp etmiş olurum. Bu bir yalan olur. Ve size tavsiyem yalan söyleyenleri hayatınızdan çıkarın.
Başka bir albümleri olmadığı, ve grup üyelerinin yaptıkları diğer müziklerle ilgili bilgimiz olmadığı için müzisyen eleştirilerini ancak diğer gruplarla karşılaştırarak yapabiliyoruz. KC, GG, Genesis gibi.
‘Konstantinopel’ parçası da 2. Parçaya (‘Impression of November’) benziyor, yapı olarak. Kaipa’nın ‘….. İstanbul’ parçasını dinleyin, hatırlayacaksınız, yada benzeteceksiniz. Gerçi Kaipa’nın albümü de ODYSEE albümünün çıktığı yıllarda yayınlanmış, bir albüm. İnsan şöyle demekten kendisini alamıyor. Keşke başka albümde yapmış olsalardı.
4. parça jazz piyanosuyla giriyor. ‘Break the Ties’. 3 bölümden oluşuyor. Devamı Genesis ‘Trispass’ı, evet aynen öyle. Dinlemeye devam edin, Gentle Giant’i de göreceksiniz. Tabi Genesis ve Gentle Giant’ten kastımız, yaptıkları ve onlara ait müzikler.
‘Good Day, Good Morning’. Tek söz. Jazz Fusion parçası.
‘Intrada’ giriş parçası. Albüme ismini veren ‘White Swan’ öncesi giriş. ‘White Swan’ için bir ön hazırlık. 3. dakikalık parçanın jazz piyanosu Return to Forever girişlerini hatırlatıyor. Bir jazz fusion başyapıtı için hazırlanmış giriş.
Ve…
‘White Swan’
Genesis’e benziyor değil mi, devamında Gentle Giant ve King Crimson’ı da hatırlatıyor. Sürekli benzetmelere başvurmama aldırmayın. ODYSEE ‘White Swan’ albümü kendine özgü bir albüm. Jazz fusion ve senfonik progresif rock’ın harmanlanması sonucu; böyle bir albümlük çıkmış. Eklektik progresif rock’ı sevenler, dinleyenler için; harika bir albüm.
Eklektik Progresif Rock’ın içinden ne çıkacağı belli olmaz. Sürpriz yumurta gibidir, bu tarz. Kalitelisini buldunuz mu, o yumurtayı yiyin.
01. Hot Wheels (2:41)
02. Impression of November (5:35)
03. Konstantinopel (4:20)
04. Break the Ties (6:21)
a. Hommage
à Debussy
b. Variations
c. Break the Ties
05. Good Day, Good Morning (4:45)
06. Intrada (3:00)
07. White Swan (9:03)
Volker Franke - Ludwig and Tama Davulları, Latin Perküsyon, Glockenspiel (piyano)
Silvio Dalla-Torre - Stuart Spector Bass, Ibanez Perdesiz Bas gitar, Moog Taurus Bas Synthesizer
Friedhelm Wolff- Hammond M3 Organ, Mini Moog Synthesizer, Yamaha CS 60 Polyphonic Synthesizer, Solina String Ensemble
Werner Kiente - Wurlitzer Piano, Hohner Clavinet D6, Seiler Grand Piano, Fender Stratocaster,
Rainer Schön - Fender Stratocaster, Ibanez 12 Telli Gitar,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.