Bu Blogda Ara

31 Aralık 2018 Pazartesi

Tan Ses - Cybele's Dream 2018




Yılın son gününü Türk progresif rock müziğini daha da güzel hale getiren bir albümle bitiriyorum. Bugün yazmayı düşünmüyordum ancak bir kaç gün önce Bora Çetin'in facebook'taki paylaşımı sayesinde öğrendiğim bir ad ve albümü bugün tam anlamıyla dinleyeyim demem üzerine, yazayım dedim hatta hazırladığım en iyi albümler arasına koymaya da karar verdim. (Bir kaç gün içinde de o listeyi de hazırlayıp bloğa koyacağım)


Tan Ses, 2 yıl önce ilk albümünü yayınlamış. Hemen ardından geçen yıl ikinci albümünü de eklemiş. Bu yılın yazında da 'Cybele's Dream' adında şimdilik son albümünü. Tan Ses, Anadolu Rock müziğinin kurucularından ve aynı zamanda Moğollar efsanesini başlatan kişilerden olan Murat Ses'in oğlu. Murat Ses gibi oğlu Tan Ses de yurtdışında yaşıyor. Kendisi bir şirkette üstdüzey yöneticilik yapıyormuş. Bu bilgiler tamamen Bora Çetin'in yazdıklarından. Google yahut internet üzerinde hiç bir bilgi yok.



'Cybele's Dream' albümünden bir kaç parça, albüm yeni çıkmış olmasına rağmen ödüller kazanmış. Albümün açılış parçası 'Journey to Gobeklitepe' ve 'Marashantiya Rapids'; ödül alan parçalar.

Albüm parçaların adları nedeniyle tarihte binlerce yıl öncesinin Anadolu'suna, Mezopotamya'ya ve Ortaasya'ya kadar gidebiliyorsunuz. Sadece parça adlarına indirgeyemeyiz bu zamanda yolculuğu, aynı şekilde müziğin içine yerleştirilen anadolu ezgileri de sizi tarih ile karşı karşıya getiriyor. Göbeklitepe'ye Yolculuk, Kibele'nin Rüyası, Upnapiştim'in (Nuh) Gemisi, Hitit şehri Maraşantiya(akıntısı), Galata Keltleri, Kilikye Kapısı, Selçuk Ay'ı(üç hilal!?) ve ölümsüzlüğü arayan Gılgamış'ı anan Sonsuz Arayış. Albümdeki parçaların türkçe karşılıkları ve kısmen açıklaması bu şekilde.

Bir kaç gün önce biraz daha hafif müzik dinlemek isteyince 70'lerin türk pop müziğinin içine daldım. Bir süre sonra pop'tan sıkılınca yine rock'a dönüş yaptım. Biralar bitinceye kadar da anadolu rock'ın içine gömüldüm. Daha önce dinlememiş olduğum Kardaşlar'ın 'Deniz Üstü Köpürür' parçasına son bira'da takıldım sonra da uyumuşum.

Bugün albümü baştan sonra dinleyince, özellikle 'Marashantiya Rapids' parçasında hammond sesini duymamla aklıma bir kaç gün öncesi geldi. Moog'un sesi ve çıkardığı melodiler o kadar orijinal geldi ki 70'ler Türk rock müziğine dönmem aynı anda oldu. Sonra da düşündüm, Retro adı altında
bir çok grup 70'leri tekrar günümüze taşıyordu. Türkiye'den de Anadolu Rock adı altında müzik yapan kişiler var ancak hiç biri 70'lerin yaratıcılığına yanaşamıyordu. Yapabildikleri en iyi şey, 70'leri tekrarlamaktan başka bir şey değildi.

Türkiye'de elektronik müzik tekno diye bilinse de, öyle değildir. 1960'larda 70'lerde Türk müzik insanları vardı, günümüzde de var. Can Atilla, bunun en iyi ve en kalitelilerinden. Elektronik müziğin gerçek efsanesi Tangerine Dream'e adanan bir albüme de mevcut. 2000'ler sonrası Can Atilla Türk ve Anadolu ezgilerini de kendi elektronik müzik anlayışının içine soktu. Daha sonra dizi ve film müzikleri derken 10 küsür yıldır insanlara elektronik müziği sevdirdi. Şuan bir çok hayranı var.

Tan Ses'in bu albümünü de Can Atilla'nın 2000'lerin başında müziğinin içine koyduğu halk ezgileriyle birlikte ortaya çıkan müziklere benzetttim. Modern müzik aletleri ve binlerce yıllık enstrümanlarının uyumu mükemmel ötesi.

Elektronik müzik hayranlığım bu albümle bir kez daha perçinlendi. Türk elektronik müziği denince
Can Atilla ile birlikte aklıma gelecek bundan sonra.

1. Journey to Gobeklitepe (4.40)
2. Cybele's Dream (6.04)
3. Boat of Upnapishtim (5.30)
4. Marashantiya Rapids (5.54)
5. Galata Celts (6.00)
6. Gate of Kilikia (5.24)
7. Seljuk Moon (8.21)
8. The Endless Search (6.12)

Süre : 48.05

Tan Ses / Besteci ve Tüm Sesler ve Enstrümanlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.