King Crimson için ‘Father of Progressive Rock’ denir. Haketmişlerdir de. King Crimson kadar hemen hemen bütün progresif rock türlerine örnek albüm yapan başka bir grup yoktur. Ağır (Heavy) Prog, Senfonik prog,Cazz, Avantgarde, Klasik, Saykodelik. Modern müziklerin hepsini albümlerinde denemişlerdir. Progresif Rock’ın Babası adını sonuna kadar hakederler.
1972 yılında çıkardıkları ‘Islands’ albümü de King Crimson müzisyenlerini tanımamız için tanımlanamaz bir albüm. ‘Islands’ albümü genelde gözardı edilir yada unutulur. King Crimson severler için diğer albümler daha çok ön plandadır. ‘Islands’ albümü King Crimson müziğine başlamak için iyi bir fikir değil. Daha once hiç dinlememiş olanlara tavsiye edilebilecek bir albüm değil, Ama gerçek anlamda King Crimson dinlemek istiyorum, müzik istiyorum ben diyenlere altın değerinde bir albüm. Aynı zamanda benim en sevdiğim albümüdür.
King Crimson hakkında konuşacaksak eğer, ortada King Crimson diye bir grup yok aslında. Gitarist Robert Fripp’in etrafına topladığı progresif rock için birbirinden önemli müzisyenler var. Bu albümde de öne çıkan müzisyen Saksafoncu Mel Collins. Mel Collins King Crimson sonrası Camel, Caravan gibi progresif rock dünyasının önemli gruplarıyla da çalışmıştır. Albümde bir diğer önemli müzisyen de Bas gitar çalan Boz Burrell. King Crimson’dan ayrıldıktan sonra hatırlanmayan ama döneminin önemli progresif rock gruplarından Bad Company grubunun üyesidir. Geçen yılın en kaliteli albümlerinden birisi olan Komara grubunun müzisyenlerinden birisi de 90’lı yılların King Crimson üyesi olan Pat Masteletto.
Albüm kapağında bir Nebula (bulutsu) fotoğrafı var.Albümü dinlerken uzayda seyahat mi ediyoruz, bunu albümü dinlerken siz kendiniz karar verin.
‘Sailor's Tale’ ve ‘The Letters’ 1975 öncesi efsane King Crimson’ın elinden çıkan bütün parçalar gibi yerlerini o efsane parçalar arasına almıştır. ‘The Letters’ 2 yıl önceki, 1969 yılı, King Crimson’ından çok ta farklı olmadığını gösteriyor.
‘Ladies Of The Road’ albümün en melodic parçası. İlk kez dinleyecekler için kolay bir parça. Ve Kİng Crimson 1975 öncesi müziğini anlamak için ideal bir parça. Biraz Beatlesvari bir parça. Güzeldir.
‘Prelude: Song Of The Gulls’ kısa bir parça gibi gözüküyor olmasına rağmen, müzikal işçiliği son derece yüksek. Avantgarde mantığıyla klasik müzik böyle oluyor. Misafir müzisyenlerin katkıları bu parçada daha yoğun bir şekilde görülüyor.
‘Islands’, albüme ismini veren parça. Boz Burrell’in melankolik vokali ve Keith Tippet’ın piyanosu, bizi albüm kapağında ki Nebula’nın içinde kaybolduğumuzu mu anlatıyor, bilmiyorum. Ancak ‘Islands’ parçası progresif rock ürünleri arasında en melankolik olanı. 12 dakika, belki size uzun gelebilir, bana ise çok kısa geliyor. ‘Islands’ gibi bir parça 12 dakika ile son bulmamalı. Ve Mel Collins Saksonu’nu evrenin sonuna kadar çalabilmeli. Ben, usanmam dinlerim.
Ve albüm biter…
Birayı bitirip şaraba başladığım andan itibaren albüm bitti. Ne yapalım, tekrara tekrar dinleyelim mi?. Sizi bilmem ama ben tekrardan 3. kez dinleyeceğim, bu akşam.
King Crimson – Islands 1971
1. Formentera Lady (10:14)
2. Sailor's Tale (7:21)
3. The Letters (4:26)
4. Ladies Of The Road (5:28)
5. Prelude: Song Of The Gulls (4:14)
6. Islands (11:51)
7. Untitled (hidden track, begins one minute after Islands ends) 1:36
- Robert Fripp / Gitar, Mellotron, Pedal Harmonyum (6)
- Mel Collins /Flüt, Bas Flüt (6), Saksafonlar, Geri Vokal
- Raymond "Boz" Burrell / Bas Gitar, Vokal
- Ian Wallace / Davul, Perküsyon, Geri Vokal
- Peter Sinfield / şarkı sözleri
********
- Paulina Lucas / Soprano vokal (1)
- Keith Tippet / Piyano
- Robin Miller / Obua
- Mark Charig / Kornet
- Harry Miller / Kontrbas (1,6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.