Bu Blogda Ara

27 Mayıs 2016 Cuma

Uriah Heep - Look At Yourself 1971

Ağır Progresif Rock

Charles Dickens’ın klasik ‘David Copperfield’ kitabında kötü bir karakterin adıdır, Uriah Heep. Uriah Heep grubun ismini ‘David Copperfield’ kitabından mı aldı, bilmiyorum. Ancak kitaptan almış olması muhtemeldir. Hiç aklıma gelmedi şimdiye kadar. İnternetten araştırsak belki çıkar önümüze. Şimdi elimin altında internet yok.  Siz merak ediyorsanız araştırırsınız.

Uriah Heep gibi bir grubu bilmek için progresif rock dinlemeye gerek yoktur. ‘Lady in Black’ bütün zamanların rock müziğinde en akılda kalıcı parçalarından birisidir.

Hard rock & Heavy metal dinleyicilerine göre Uriah Heep grubu hard rock grubudur. Progresif rock dinleyicilerine göre ise ağır progresif rock gruplarından birisidir. En önemlilerindendir. Ancak hard rock & heavy metal’in bir şablonu vardır. Bu şablonun etrafında yahut içinden hareketle parçalar yazılır. Progresif rock’ta ise serbesttir. O yüzden deneysel (Experimental) rock ile progresif rock hep iç içe olmuştur. Zaten hard rock ve heavy metalin oluşumunda progresif rock en önemli etkenlerden birisidir.


Uriah Heep, rock ve metal tarihinin en sıradışı gruplarından birisidir. Bir albümü tamamen senfonik iken, bir albümü blues-rock albümleri gibidir. ‘Look At Yourself’ albümü de senfonik öğeler taşımazken, blues-rock, hard rock öğeler taşır. Buna rağmen albümü kategoriye sokmakta zorlanıyorum. Albüm eklektik yapıdadır. ‘Tears In My Eyes’ parçasını dinlerken The Who grubunu anımsarken gitar solosu kısmında Led Zeppelin gitar soloları çıkar karşınıza. Uriah Heep kendi tarihleri boyunca bunu korumuşlardır. Artık kafalarına ne esiyorsa, ne hissediyorlarsa ona göre albüm yapmışlar. Sıradışıdan kastım da bu. 

Look At Yourself ağır progresif rock’ın en önemli gruplarından Uriah Heep albümüdür.

‘Look At Yourself’ albümü yazmak istememin birinci sebebi ‘July Morning’ parçası. Deep Purple grubunun ‘Childhood Time’ gibi harika bir parçası varsa, Uriah Heep grubunun da ‘July Morning’ parçası var.

Albümün giriş parçası aynı zamanda albüme ismini veren parça. İlk parça da 1 davulcu, 3 perküsyonist var.  Albüme koşar adımlarla başlıyorsunuz. David Byron etkileyici ve kendine has vokaliyle heavy metal’e kan vermiş parçalardan birisi çıkıyor karşınıza. Ken Hensley’in org’u Jon Lord org’unu aratmıyor. Koro kısmı ise albümün niye isminin ‘Look At Yourself’ açıklamaya yetiyor.

‘I Wanna Be Free’ The Who girişleri gibi olmuş.  Kısa bir parça olmasına rağmen nakarat kısmında ki David Byron’un i wanna be free diye haykırması bile aslında ne kadar orjinal Uriah Heep parçası olduğunu kanıtlamaya yetiyor.

‘July Morning’; bence Uriah Heep tarihinin en güzel, ve en önde parçalarının başında geliyor. Hammond org temeli üzerine blues-rock gitar solosu olunca parçanın giriş kısmı bambaşka bir hal alıyor. Yer yer Org yumuşamaya başlasa da, hammond org’un güçlü yapısını örtemiyor.  Deep Purple ‘Childhood Time’ parçasından çok daha iyi bir müzikal yapısı var. Konuk müzisyen olarak katılan Manfred Mann’ın org’u (moog), parçanın kişiliğini  katkıda bulunmuş. Manfred Mann’ı parçanın sonunda duyabilirsiniz.

Uzun yolculuklarda dinlenilecek bir şarkı ‘July Morning’. 

Ayrıca, 1970’lerin rusyasında sovyet yönetimine karşı olanların diline marş olmuştur. O dönemin komünist yönetimine muhalif genç rusları için bir direniş şarkısıdır.

‘Tears In My Eyes’ başlar başlamaz, Led Zeppelin tarzı blues-rock parçası gibi bir müzik karşımıza çıkar. David Byron’un na-na-na-na’larıyla kendisine eşlik ettirir. Klasik blues-rock parçası devamı beklerken, klasik gitar girince kafalar karışır.  Sonra eski yapıya döner, gitar, davul, bas kombinasyonu ile blues-rock’ın Uriah Heep yorumu ile parça biter.  Eğlenceli bir şarkı.

‘Shadows Of Grief’ özellikle 90’lı yılların heavy metal parçalarına öncülük eden bir parça.  Shadows Of Grief parçasını dinlerken aklıma hep Iron Maiden’ın ‘Seventh Son, Seventh Son’ parçası geliyor. Shadows Of Grief parçası tabii ki bir heavy metal yada hard rock parçası değil, ama temel olduğu bir gerçek. Belki de Iron Maiden ‘Seventh Son, Seventh Son’ parçasını Shadows Of Grief parçasından esinlenerek yapmıştır. Arada 20 yıl var. Uriah Heep grubunun iskeleti konumunda ki vokal David Byron ile Org’un efendisi Ken Hensley birlikte dinlemek, bu parça da bambaşka birşey.

‘What Should Be Done’ en sakin parçası. Blues parçası. Yumuşacık piyano dokunuşlarına karşı  gitar solosu çok kısa kalmış.

‘Love Machine’ Ken Hensley’in org’u ile başlar. Rock’n Roll parçası gibi ‘Love Machine’ parçası da çok kısadır.

‘What Should Be Done’ ve ‘Love Machine’ parçaları bu albüm de olmasalarda olurmuş. Ki zaten ‘July Morning’ gibi bir şarkının hatırına yazmak istemiştim.

‘Look At Yourself’ albümü belki en iyi Uriah Heep albümü değildir ama dinlenmeye ve öğrenilmeye değer bir albüm.

Bu akşam albümü üç kez üstüste dinledikten sonra en sevdiğim albümüne geçeyim. Demonds and Wizards.

1 Look At Yourself  (5:07)
2 I Wanna Be Free (3:59)
3 July Morning (10:36)
4 Tears In My Eyes (5:02)
5 Shadows Of Grief (8:40)
6 What Should Be Done (4:13)
7 Love Machine (3:37)

- David Byron / Vokal
- Mick Box / Vokal & Akustik Gitar
- Ken Hensley / Org, Piyano, Elektrik & Akustik Gitar,  Vokal (1)
- Paul Newton / Bas Gitar
- Iain Clark / Davul

Konuk Müzisyenler;

- Teddy Osei / Perküsyon (1)
- Mack Tontoh / Perküsyon (1)
- Loughty Amao / Perküsyon (1)
- Manfred Mann / Moog (3,4)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.