Bu Blogda Ara

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Mozaik - Plastik Aşk 1990




Senfonik Progresif Rock
1980 yılı sonrasında progresif rock dünyasında yeni bir akım türedi. Bu akımın ortaya çıkmasında en önemli etken Genesis gibi bir grubunun yaptığı senfonik yapılı progresif rock’tır. 1980 sonrasında İngiliz Marillion ve Fransız Twelth Night grupları öncülüğünde bir akım ortaya çıktı.

Neoprog. Yeni progresif rock diye de söyleyebileceğim neoprog bir progresif rock türü diye söyleniyor olsa da, aslında 1980’li yıllarda ortaya çıkmış bir akım. Neoprog, Space Rock yada Canterbury gibi bir dönemin müzikal yapısını yansıtan bir akım. Malesef bir progresif rock türü olarak göremiyorum. Bir akım olarak döneminde yapılmıştır ve bitmiştir.

1980’li yıllarda çıkan neoprog akımı hem kendi ülkelerinde hem de diğer bir çok ülke de karşılığını bulmuştur. 80’lerin ortasından başlayarak 90’ların ortasına kadar Org (hammond) kullanımı yerine piyano yahut dijital piyanolar tercih edilmiştir. Dolayısıyla o dönemin progresif rock müziğine etkisi fazlasıyla vardır.

Mozaik grubu da neoprog akımının yoğun olduğu zamanda çıkardıkları albümler ile Türkiye’den neoprog akımına örnek albümler vermiştir. Mozaik grubunu kategorize etmeye kalkarsak neoprog dönemi senfonik progresif rock’tır.  Ayşe Tütüncü’nün piyano’su ve Synth(Ses düzenleyici) ‘nin etkisi grubunun müzikal yapısını ve tarzını belirlemede çok büyüktür.

Mozaik grubu Türkiye’de bilindik bir grup mu değil mi, Mozaik grubuyla çalışan bazı insanları hatırlayınca siz kendiniz karar vereceksiniz. Nejat Yavaşoğulları (Vokal); Bulutsuzluk Özlemi?. Erkan Oğur (Gitar); Anlatmaya gerek yok sanırım. Ezel Akay (Vokal); 2000’li yıllar sonrası Türkiye’nin en önemli yönetmenlerinden birisi. Cem Aksel (Davul); Tanımayanı döverim. Tayfun Duygulu (Saksafon, Klarnet); Hadi yine iyisin?!.


Mozaik grubunu yazmaya karar vermeden önce de defalarca dinlemiştim. Ne de olsa bizim müziğimizdir diyerek dinledim defalarca, kaç kez dinlediğimi dahi hatırlamıyorum şuan. Plastik Aşk albümü hakkında yazmaya karar verince albümün tamamını bilgisayarıma koyup, dinlemeye başladım. Neye benziyordu müzikleri. Anlamam gerekiyor diye düşünürken, dinledikçe fikirler oluşmaya başladı. Ancak daha önce dinlememe rağmen ‘Plastik Aşk’ albümünde  dikkat etmediğim bir parça varmış. ‘Metruk’. Mehmet Taygun’un bestesiymiş.

Bir kaç gün önce tekrar dinlemeye kalktım. ‘Metruk’ parçası çalmaya başlayınca şaşırdım. Acaba YES’in albümünü mü açmıştım. Yoksa bilgisayarda mı bir bozukluk var diye, çalan parçaya bakınca gördüm ki çalan parça ‘Metruk’. ‘Metruk’  YES’in ‘Close to Edge’ albümünün en sevilen parçalarından ‘And You And I’ parçasının klasik gitarlı girişiyle başlıyor. (‘Close to Edge’ (YES) tüm zamanların en iyi progresif rock albümüdür.) Elbette işi gücü bırakıp başladım dinlemeye. Caz davul ritmi üzerine piyano, sadece albümün en değerli parçalarından birisi haline değil, Mozaik grubunun bütün döneminin en önemli parçalarından birisi haline getirilmiş.

Albümde en önemli parça tabii ki  Mehmet Taygun’un bestesi olan ‘Metruk’ parçasıdır.

Albümün diğer parçalarına gelirsek,

‘Bindokuzyüzseksenbir (1981)’, ‘Bildiklerimiz’ ve ‘Emekli Albay Hilmi Ertunç’ parçaları neoprog akımının ürünlerine en iyi örneklerdir.

Albüme ismini veren ‘Plastik Aşk’ dönemin plastik sevgisini anlatıyor. Mu acaba. 80’li yıllarda plastik kullanımına bir gönderme aslında. Biz plastiğe halk dilinde naylon diyoruz.  Naylon yada Plastik doğa’da yokolan en zor maddelerden birisi. Mozaik ‘Plastik Aşk’ parçası ile bunu anlatmıyor. Belki... ‘Plastik Aşk’ parçasını kendiniz dinleyip, siz karar verin.

‘Plastik Aşk’ parçasının elektro gitarına dikkat edin. Pink Floyd’un David Gilmour gitarına benziyor mu, benzemiyor mu, anlayacaksınız. Evet, benziyor. Bülent Somay gitarıyla gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış.

‘Müsadenizle’ yine 80’ler dönemi neoprog parçalarına benzeyen bir müzikal yapıyla başlıyor. Saruhan Erim’in bas gitarı ve Ayşe Tütüncü’nün piyanosu parçaya karakter kazandırıyor, belli. Caz temelli ‘Müsadenizle’ parçası Türkiye’de dinleyebileceğiniz en kaliteli müziklerden birisi.

‘Bir Adam Öldü’ sol tarafın önemsediği Güney Amerikalı folk müzisyenlerinden Viktor Jara için yapılmış bir parça. Ben marksist değilim, sağ denilen avrupa faşist görüşünden hiç değilim. Mozaik’in bahsettiği gibi bir dönemin  Karl Popper’cısıyım(bilim felsefecisi), ben de.  ‘Bir Adam Öldü’ sol görüşe uygun çok güzel bir parçadır. ‘Bir Adam Öldü’ parçası bir blues’mudur, evet, bir ağıttır. (Blues - Ağıt)

Kapanış parçası, ‘Sürgün’. Aynı zaman da grubun bitiş parçasıdır. Türkiye’de nasıl kaliteli müzik yapılırın en güzel cevabını veren Mozaik grubunun son albümünün son parçasıdır. Hatırlanacak mıdır sorusuna, hiç unutulmayacaktır ki, cevabını verelim. Mozaik grubunu dinlemekle kalmayıp, arşivinize alın.

1.  Bindokuzyüzseksenbir (1981) (5:27)
2.  Bildiklerimiz (6:15)
3.  Metruk (9:43)
4.  Emekli Albay Hilmi Ertunç (5:54)
5.  Plastik Aşk (7:29)
6.  Müsadenizle (7:29)
7.  Bir Adam Öldü (4:42)
8.  Sürgün (6:35)

Müzisyenler,

Ayşe Tütüncü - Piyano, Synth (Ses Düzenleyicisi), Vokal
Mehmet "Kuzu" Taygun - Klasik Gitar, Vokal
Bülent Somay - Elektro Gitar, Akustik Gitar, vokal
Saruhan Erim - Bas Gitar, Vurmalılar, Vokal
Timuçin Gürer - Vurmalılar, Vokal
Ümit Kıvanç - Davul

Katkıda bulunanlar....

Tayfun Duygulu - Alto Saksafon, Klarnet (Emekli Albay Hilmi Ertunç)
Ercan Irmak: Ney (surgun)
Serdar Ateser, Sumru Balıkçıoğlu, Mehmet Güreli, Emin İgus, Nejat Yavaşoğulları - Vokaller (Bir Adam Öldü)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.