1974 yılında müzik yapmaya başlayan Crucis, 76'daki ilk albümünden hemen bir yıl sonra ikinci albümleri 'Los Delirios del Mariscal'ı çıkardılar. İlk albümün kalitesinin fersah fersah üzerinde, progresif rock dinleyiciler için başyapıtlık bir albüm. Bu albüm sonrası bir konser albümü çıkarmış olsalarda, devamını getirmediler. Maalesef ki son stüdyo albümleri.
Bir önceki yazımda Crucis grubundan devam edeceğimi belirtirken, 10 yıl öncesinde fazlasıyla dinlediğimden bahsetmiştim. Birkaç gündür dinleye dinleye yine hatırladım o günleri. İşyerinden çıkıp yürüyerek Caravan rock bar'a giderdim. Bar'a girdiğimde bile bu grubu dinlediğim, çok net bir şekilde aklıma geldi. Söylemeseydim, olmazdı.
Açılış parçası 'No Me Separen de Mi'yi şimdi, 10 yıl sonrasında dinlerken aklıma italyan PFM ve herkesin bildiği Camel grubu geliyor. Hem melodik yapısı hem de vokal tarzıyla benzerliği ile PFM'den ayırtedilemecek durumda iken org kullanımı Peter Bardens kadar yaratıcı. 'No Me Separen de Mi' Camel-PFM karışımı diyebilirim ama demek istemiyorum. Bence parça çok daha fazlası. Böyle bir başyapıtlık albüme böyle bir açılış parçası.
'Los Delirios del Mariscal', albümün ikinci en uzun parçası. Muhteşem bir şekilde çalınan elektrik piyano ile atmosfer yaratılmış ki, dinleyeni hem dinlendiriyor hem de çok kolay bir şekilde hayal kurduruyor ve yine muhteşem bir caz rock gitarı, latin ezgileriyle bezenmiş. 10 yıl öncesinde fazlasıyla dinlediğimi söylemiştim ya, bu parçayı dinlerken org'u Murat Ses (Moğollar) stiline benzetirdim. Şimdi tekrar tekrar dinlerken de aynı hissi uyandırıyor. 10 yıl öncesinde İtalyanları yeni dinlemeye başladığımda, gruplar arasında pek benzerlik kuramıyordum ancak şimdi elektrik gitarı dinlerken özellikle PFM'nin grubu Franco Mussida geliyor aklıma. 'Los Delirios del Mariscal', aynı zamanda albümün de ismi olan parça, 70'ler progresif rock yaratıcılığının Arjantin'den günümüze gelen ender örneklerinden biri.
'Pollo Frito', bir önceki albümde de yer bulan Canterbury ekolünün sert çalınışlarından bir başka örneği. Canterbury ekolünü kısaca tekrar hatırlatmakta fayda var. Yumuşak bir caz stili, melodik folklorik öğeler ve bolca entrümanların solo olarak çalınması, Canterbury'nin genel olarak tanımlayabileceğiz öğeleridir. 'Pollo Frito' parçası da bu ekolün biraz daha sert şekilde caz-rock'a yakın bir tarzda çalınarak ortaya çıkmış hali. Canterbury ekolünü örnek olarak verdim çünkü parçayı dinlerken sizinde kolaylıkla farkedebiliceğiniz Camel, Caravan gibi grupların müzikal atmosferini yansıtıyor. Biraz daha sert ritimler ve bluesvari gitar soloları (blues'a ben rock'ta kolaycılığa kaçmak diyorum) yerine caz-rock gitarı tercih edilmiş ve bence Crucis bu müziğiyle Camel ve Caravan gibi Canterbury gruplarından daha fazla parça üzerinde çalışmışlar. Kişisel tercihim Crucis olurdu, dinlemek için.
'Abismo Terrenal', albümün ve Crucis'in iki albümlük progresif efsanesinin en güzeli, en yaratıcısı, en gaz vericisi olan parça. Daha ikinci albümlerinde bir çok progresif rock'a temel olmuş grupların düzeyine gelmiş bir grup niye müzikten vazgeçer, aklım almıyor. 'Abismo Terrenal' gibi bir parça, örnek vererek karşılaştırma yapmak istemiyorum ama bir çok bilindik progresif rock abilerinden çok daha kaliteli. Seri bir şekilde akıp giden bas gitar ve davul, üzerine eklenmiş caz motifleriyle elektrik gitar ve org, duyabileceğiniz en iyi progresif rock yaratıcılıklarından biri. Devam etmiş olsalardı keşke, kıta avrupasının popülerleşmiş progresif rock grupları kadar olamayabilirlerdi belki ama kesinlikle bir Polonyalı SBB yada bir Çekoslovakya'lı Modry Effect kadar efsane olurlardı. Gerçeği benim için iki albümüyle en az onlar kadar önemliler ama yine de sadece iki albümleriyle her zaman insanın aklına gelmiyorlar.
Crucis, popüler olup, zamanında müziğe yön verememiş olsa da, progresif rock yapmak isteyen yeni nesile temel olacak gruplardan. Uzayımsı, kozmik seslerin (space rock-cosmic rock) müziğin atmosferini kaplarken ve caz temeliyle nasıl senfonik müzik yapılırın en temel örneklerinden.
Crucis'i latin amerika'dan çıkan progresif rock'ın özeti olarak hatırlayın, aklınızda öyle yer etsin.
1. No Me Separen de Mi (6.06)
2. Los Delirios del Mariscal (10.10)
3. Pollo Frito (5.45)
4. Abismo Terrenal (12.30)
Süre : 34.31
Gustavo Montesano / Bas Gitar, Vokal
Anibal Kerpel / Org, Moog, Klavye, Fender Rhodes (elektrik piyano)
Pino Marrone / Gitar, Vokal
Gonzalo Farrugia / Davul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.