Bazı grupların albümlerini yazarken şu tarz şeyleri söylemekten ne sıkılırım, ne gocunurum. X grubunun müziği benim için önemlidir hatta progresif rock müziğini anlamamda çok faydası olmuştur gibi. Bu bazı gruplardan en önemlisi Tangerine Dream grubu. Dediğim gibi Tangerine Dream yaptığı müzikle, müziğe bakışımı değiştirmiştir.
Tangerine Dream Alman bir progresif rock grubudur. Bu kısa tanım doğru anlatır ama yaptıkları müzik en başından beri evrenseldir. Aynı Pink Floyd, YES, King Crimson gibi. Bu tarz evrenselleşebilmiş grupların müzikleri genel olarak zikzaklıdır. Müzik yaptıkları dönemleri kullandıkları enstrümanlara, işledikleri konulara göre, üç'e beş'e ayırabiliriz. Bu şekilde ayırmak dönemler arasında ki kaliteyi yada profesyonelliği ortaya çıkarmak için mi, tabii ki değil. Yapılan müziği daha iyi anlayabilmek için. Heraklitos'un 'Bir nehir de iki kez yıkanılmaz' sözünü hatırlarsak progresif rock gruplarından da hep aynı müzikleri bekleyemeyiz.
Tangerine Dream albümlerini ilk çıkarmaya başladığı 70'li yılların başlarını düşünürsek, grup üyelerinin çokluğu ve müziğe kattıkları profesyonellik sonra ki dönemlerden çok farklıdır. Ben 70'li yılların başında ki bu ilk dönemi, 'Atem' albümü ve yarı yarıya 'Phaedra' albümü, 90'lı yıllar da ortaya çıkan post rock'ın gelişimine benzetiyorum.
Her ne kadar post rock (rock sonrası) çok iddialı bir tanım olsa da, deneysellik ve doğaçlama üzerine de kurulu olsa, sonuç olarak günümüzde bir şablona dönüşmüştür. Tangerine Dream ise 70'li yıllardan itibaren yaptıkları müziği sürekli geliştirmiş yada değiştirmiştir. Bu da progresif'in diğer müzik türlerinden farkı olsa gerek. Yoksa ne diye progresif, ilerici rock diyelim.
Yıl 1973. 'Alpha Centauri' ve 'Zeit' (dev albüm) albümlerinden sonra ki son albümleri. Bir dönemin sonu da diyebiliriz. Hemen ardından çıkan albümlerin müzikal yapısı, bu üç albüme göre çok daha farklıdır.
'Alpha Centauri' albümünde Tangerine Dream ile ilk olarak güneş sisteminin dışına çıkıyorduk. Alpha Centauri yıldız sistemi bize yetmemişti, 'Zeit' albümüyle zamanın içinde kaybolmuştuk. 'Atem' albümüyle de acaba kendimize bir tanım mı aradık?. Atem sözcüğü Almanca'da nefes anlamına geliyor. Ancak biliyoruz ki, eski diller de nefes ve ruh sözcükleri aynı anlama gelir. Bu Arapça'da da böyledir, Yunanca'da da böyledir. Her iki dil de temel olduğu için onları örnek verdim.
Tangerine Dream böyle düşünmüş olabilir mi, bu üç albümü ard arda yaparken. Muhtemelen evet!.
Albümünün müzikal yapı olarak önce ki iki albümle benzer olduğunu söyledim. 'Atem' albümü de kendisinden bir önce ki 'Zeit' albümünün devamı şeklinde. Yalnız 'Atem' albümü 'Zeit' albümüne göre çok daha minimalist.
'Alpha Centauri'de güneş sisteminin dışına çıkmıştık, 'Zeit' albümünde uzay-zaman'ın içinde yolculuk ettik. 'Atem' parçası da belki de A. Clarke hikayelerinde ki gibi bir üst bilince yada 4. boyuta ulaşıyoruz. Parçanın başlarında C. Franke'nin saykodelik davul ritimleri ve synthsiazer 'Ummagumma' albümünü hatırlatıyor. Çok değil 6 dakika kadar devam ediyor bu bölüm. Sonrasında dinleyebileceğiniz en iyi minimalist elektronik müzik parçalarından birisiyle karşılaşıyorsunuz. 15 dakikaya varan bu bölümün ayrı olarak zevkine varın, derim.
Albümün ismine nefes deyip, ruh deyip; eski insanoğlunun ormanda ki yaşamını gözümünüzün önünde canlandırmazsak olmaz. 'Fauni-Gena' parçası avant-garde haliyle ormanlardan gelen hayvan seslerini parçaya ekleyerek gözümüzde canlandırmamıza yardımcı oluyor. Belki de ruh (nefes, atem) anlayışımız daha o zamanlar başladı, ateşi bulmadan önce ormanlarda yaşarken.
'Circulation of Events' bir önceki albüm 'Zeit' ve albüme adını veren 'Atem' parçasının son 15 dakikası gibi, minimalist elektronik müzik. Böyle müzikleri zor bulursunuz. Maalesef parça çok kısa, sadece 6 dakika.
'Wahn', saykodelik seslerin bolca bulunduğu kapanış parçası. Pink Floyd'un 'Ummagumma' albümü gibi saykodelik avand-garde öğelerin içiçe geçtiği yerler var. Albümün genel havasına biraz aykırı gibi gözükse de, sonuçta bir Tangerine Dream parçası. Saykodelik müzik dinlerken araya atın, asla sırıtmaz.
Ve bir dönem bitiyor. Bundan sonraki Tangerine Dream albümleri çok farklı olacak. 1974 ve 1975 sonrası albümleri. 81-82 yıllarına kadar bu anlayış devam edecek. Taa ki Peter Boumann gruptan ayrılana kadar.
Tangerine Dream'in bu albümünü iyice dinleyin. Sadece dinlemekle kalmayın, grupta kim hangi enstrümanı çalıyor, bunu da öğrenin. Sonra ki Tangerine Dream albümlerinde lazım olacak. Peter Boumann'ın flüt ve piyanosunu, Chris Franke'nin davul ve Synth ustalığını, en önemlisi grubun beyni durumunda ki Edgar Froese'nin gitarını anlamanız gerekiyor...
1. Atem (20.25)
2. Fauni-Gena (10.43)
3. Circulation of Events (5.49)
4. Wahn (4.31)
Süre : 41. 28
Edgar Froese / Melletron, Org, Gitar, Ses
Christopher Franke / Org, VCS 3 Synth, Perküsyon, Ses
Peter Boumann / Org, VCS 3 Synth, Piyano, Flüt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.