Geçen günlerde bir arkadaşla konuşurken 'Hep eski grupları ve albümleri yazıyorsun, günümüz progresif rock gruplarından da yazsana' dedi. Bunun üzerine ben de ' Günümüzde pek iyi gruplar yok, daha çok neoprog ve progmetal etrafında müzik yapan gruplar var ki, onları da ben dinlemiyorum' dedim.
Birkaç gün geçince haklılık payı vererek günümüzde ki gruplara ağırlık vereyim biraz dedim. Progarchives sitesinden baktım son çıkan albümlere hatta bir kaç tane indirip dinledim de ama beğenemedim bir türlü. Sonra aklıma eski blogum geldi. Eski blogun içine girip 2000 sonrası çıkan albümlere bakarken Gargamel'i hatırladım. Youtube sitesine bir parçasını bile eklemiştim, onu da hatırladım.
Son bir kaç yıldır sadece 3-5 grup etrafında dolanıyordum. Sonra bu blogu açıp yazmaya başlayınca tekrar eski dinlediğim gruplar gelmeye başladı. Gargamel grubu da öyle. 2009 yılında çıkan albümü hemen indirip dinlediğimi hatırlıyorum. Hatta beyazıt'a kitap almaya kapalıçarşı'dan (iş gereği, işim kitapçılıktı) geçerken mp3 çalar'da Gargamel'i dinlediğimi de hatırladım. Az dinlemedim zamanında!.
Norveç'li grup Gargamel'in ikinci albümü. 70'li yılların nostaljisi ve günümüz modern müzik anlayışıyla sadece iki albümleri var. Benim için günümüz popüler olmuş bir çok progresif rock grubuna göre çok daha fazla övgüyü hakeden bir grup ancak, maalesef günümüzde progresif rock grupları da sadece satışa odaklı albümler yapıyorlar.
Gargamel'in bu albümünde Pink Floyd, King Crimson, Van Der Graaf Generator, Magma, Eloy, Amon Düül II gibi 70'lerin başında altın çağının yaşandığı progresif rock gruplarının izleri var.
'Descending', albüme ismini veren parça 70'li yılların saykodelik avant-garde müzikal atmosferiyle başlıyor. Albümde ki diğer parçalarda da aynı anlayış söz konusu. 'Descending' giriş kısmında bariz bir şekilde Amon Düül II grubunun saykodelik izlerini görüyorsunuz. Parçanın devamı da aynı şekilde devam ederken parça daha çok Eloy ve Pink Floyd'un saykodelik uzay (kozmik) rock müziğine benzemeye başlıyor. Dördüncü dakikadan itibaren Eloy Pink Floyd müziğinin etkisi daha çok belirgenleşmeye başlıyor. Amon Düül II grubunun 70'li yılların başında kullandığı oryantal ezgiler burada da org aracılığıyla yapılıyor. Kozmik sesler, saykodelik gitar tınıları 2009'u değilde, 1969-71 arası yılları gösteriyor. Avant-garde, saykodelik temel alınmış 2000'li yıllarda yapılan progresif rock müziklerine göre hayli hayli yaratıcı bir parça.
'Prevail' sözün tam anlamıyla 2000'li yılların başyapıt olacak parçalarından birisi. Rüzgar sesleriyle başlar parça sonrasında King Crimson mı çalıyor yoksa Van der graaf mı çalıyor anlayamadığın bir avand-garde müzik mantığıyla devam eder. Sözlerin olduğu kısım aynı şekilde King Crimson'ı (70-72) anımsarsın net bir şekilde. Müzik King Crimson tarzı avant-garde iken vokal Eloy'u hatırlatır. Beşinci dakikadan itibaren flüt girer. Yarı folk yarı avand-garde etkisiyle devam eder. Flüt kullanımı avant-garde müziğinin üzerine bana İtalyan progresif rock gruplarını hatırlattı. Son bölümlerinde Flüt'ü yere bırakıp, saksafon'u eline alan Tom Uglebakken bize klasik caz solosu sunar. Söyledim, yazın bu parçayı bir kenara birden çok dinlemeniz gerekiyor!...
'Trap' albümüm kısa parçası, V.D.G.G., King Crimson müzikal mantığında ancak daha çok saykodelik avand-garde temelli. Yer yer parçanın içinde 60'ların beat müziğini duymak mümkün. Diğer parçalara göre kısacık olan parça, üzerinde çok da çalışılmamışa benziyor. Yine de yoklukta gideri var.
'Labyrinth' avant-garde, zeuhl (Fransız magma müziği) müziği ve oryantal ezgilerle başlar. Başlar başlamasına ama çok geçmeden Eloy, Pink Floyd, Amon Düül II müzikal yapısına geri döner. Öyle ki vokal'de Frank Bornemann izlerini görmemek mümkün değil. Belki de benzer kökten gelen kuzeyliler ve germenlerden dolayıdır bu vokal benzerliği. Parça eklektik bir yapıyla başlar, sonraları saykodelik uzay (kozmik) rock'a döner. Beşinci dakikadan sonra bunu görmeye başlarsınız. Tangerine Dream (Ki benim favori gruplarımın başında gelir) müziğini duymanız, dinlemeniz bile mümkün. Saksafon'un araya girmesi bile V.D.G.G. gibi olsa da, değil. David Jackson'ın serbest caz (free jazz) saksofunu yok. Anlayabiliyorum 70'lere özlemi, 70'ler nostaljisini ancak bu parça yerine 'Prevail' parçasını tercih ederim. Son altı dakika King Crimson vari bir müzikal yapı olsa da, 'Prevail' parçasında ki yaratıcılık aranıyor. Saykodelik, avant-garde müzik arasına elektronik öğeler sokulduğu için ve arasında çok ta uyum sağlamadığı için albümde ki 'Trap' parçasından sonraki en kötü parça. Kötü derken, çöpe atılacak türden değil. Albümde ki 'Descending' ve 'Prevail' gibi devasa başyapıtlardan varken bu parçalar hatırlanmaz bile.
'Descending' parçasını youtube'e yıllar önce ben yüklemiştim. Hala duruyor. Albümün ikinci en iyi parçası (yada en birinci en iyi parçası) ise silinmiş. Siz benim yüklediğim 'Descending' parçasını dinleyin.
Son olarak...
Eğer progresif rock dinleyecisi olarak siz de benim gibi günümüzden kaliteli progresif rock albümleri dinlemek istiyorsanız, Gargamel grubu ve iki albümünü dinlemeden diğer gruplara bakmayın derim. Yoksa şablon müziklerinin arasında hem zamanınızı hem hayatınızı harcar, gidersiniz.
1. Descending (9.55)
2. Prevail (13.59)
3. Trap (5.31)
4. Labyrinth (17.40)
Süre : 47.08
Tom Uglebakken / Gitar, Vokal, Flüt, Saksafon
Morten Tornes / Davul, Vokal, Glockenspiel (bir org türü), Synth (ses düzenleyici)
Arne Ton / Klavye
Stig Joran Rygg / Bas Gitar, Bas Pedalları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.