Bu Blogda Ara

7 Nisan 2016 Perşembe

Pink Floyd - Dark Side of the Moon

Dünya’ya en yakın gök cismi ay’dır. Daha sonra mars yada venüs gelir. Biz, insanoğlu olarak henüz, günümüzde Ay’a insan gönderebildik. Amerika ve Rusya kapışması  sayesinde , uzaya taşındık, diyebiliriz. 1960‘larda ki bu Amerika Rusya kapışmasında Amerika Apollo ile Rusya’nın önüne geçmiştir.

Ama bu İngilizce konuşulan ülkelerde farklı bir sorunu ortaya çıkarmıştır. Uzaylılar...

Dönemin Amerikasında Oscar Welles bir radyo programında H.G.Wells’in ‘Dünyalar Savaşı’ adlı bilim kurgu hikayesini okur. Bunu dinleyen Amerikalıları korku salar, dinlemeyenler arasında da yayılır bu korku. Amerikan halkının önemli bir kısmı Marslıların dünyayı işgal edeceğinden korkarlar.  Sonrasını bilmiyoruz. Amerikalılar nasıl bu korkuyu yendiler konusunu.

1960’lar da Ay’a insan gönderince de hem Amerika’da, hem İngiltere’de Ay’ın karanlık tarafıyla ilgili aynı düşünceler oluşur. Ya Ay’ın görünmeyen yerinde uzaylılar varsa?.

TV’lerde bunun tartışmaları yapılır, gazetelerde makaleler yazılır bunun üzerine. İşte tam bu dönemde Syd Barret (Roger Keith) Pink Floyd grubunun solistidir. Gitar çalar, şarkılarını söyler. Pink Floyd’un en verimli üyesidir. Ve bir şarkısında ‘Ay’ın karanlık yüzünde’ sözünü kullanır. Amacı gerçek sorunlarımızın Ay’ın görünmeyen tarafında ki uzaylılar değil, kendi toplumsal sorunlarımız olduğudur. İnsanların çarpık iktidarlarların yönetimleri sebebiyle delirmesini anlatır.

1972 yılında Roger Waters’ın şarkı sözlerini yazdığı ve bütün grup üyelerinin ortak çalışmayla ‘Dark Side of the Moon’ ortaya çıkar. 

‘Brain Damage’ adlı parça Meddle albümü kayıtları sırasında Roger Waters tarafından 1971 yılında yazıldı. Stüdyo albümü 1973 yılında yapılır. Pink Floyd 70’lerde albümlerini yapmadan önce konserlerde çaldılar. Korsan olarak çıkma ihtimallerini düşünmelerine rağmen, ürettiklerini ilk önce canlı olarak dinleyici kitlesinin önüne koydular. Diğer gruplar gibi stüdyo’ya kapanıp, albüm yaptıktan sonra, konserlerde albümlerini pazarlamaya çalışmadılar. Bilmiyorum, Pink Floyd gibi bu tarz albüm yapan başka bir grup.

2000’ler öncesi Dream Theater adlı grup tarafından önce stüdyo’da kaydedilip sonra konserlerde albümün bütününü çalındı.  (!)

Siz dinlemek isterseniz, Pink Floyd’u dinleyin. Diğer grupların yanına bile yaklaşmayın.

Roger Waters, Syd’in keskin zekasıyla bu Ay’ın karanlık yüzü sözünü kullanarak güzel bir albüm çıkardı. Albüm Pink Floyd ismi altında çıkmıştır, doğrudur ama Roger Waters’ı sadece söz yazarı yada bas gitarist olarak adlandıramayız. Syd’i en iyi anlayan kişi O’ydu. Söylenen  Pink Floyd grubunun içinde en çok okuyan kişi olmasıdır.

Albüm Amerika’da 200’lük plaklar listesinde 740 hafta kaldı. Kaç yıl olduğunu siz hesaplayın.

Pink Floyd progresif rock yapmadı, yapmaya dahi kalkışmadı. Progresif rock, bizim o dönem müzikleri için kategorilendirebileceğimiz bir söz, yada tanım. Pink Floyd kendi müziğini yaptı.

Pink Floyd Müziği...

Ama eğer zorlamaya kalkarsak, Dark side of the moon progresif rock müzik türüne en çok yaklaşan albümleridir.

Bu arada;
Pink Floyd’un iki albümü vardır ki, gerçek birer progresif rock albümüdür. Biri Animals, diğeri The Final Cut. Biri Roger Waters’ın nefretidir, diğeri ağıttır.

Roger Waters verdiği bütün röportajlarında ne Dark Side of the Moon’u tamamen açıklamaya çalıştı, ne de The Wall albümünü.

Siz de anlamak isterseniz, Pink Floyd’u, tekrar tekrar dinleyin, bütün albümlerini.

Brain Damage

Ve Eğer bulut yarılırsa, gök gürlerse kulağında

Bağırırsın ve sanki kimse duymaz sesini

Ve Eğer içinde yer aldığın orkestra farklı ezgiler çalmya başlarsa

Göreceğim seni ayın karanlık yüzünde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.