Banco grubunu dinlemeye bu albümden başlayın. Çünkü yumaşacık müziğiyle sizi sıkmaz. Klasik İngiliz progresif rock gruplarıyla pek fazla bir ilişkileri yoktur.
Aslında Türk dinleyicisi olarak Banco grubunu gayet iyi tanıyoruz. Grubunun herhangi bir şarkısını dinlememiş olsanız da, grup üyelerinden Gitarist Roberto Maltese (Maltalı) Homo Sapiens grubundan gelme bir müzisyen. Homo Sapiens grubunu isim olarak bilmiyor olsakta, 1972 yılında yaptıkları bir parça unutulacak gibi değildir.
Un'estate fa.
Şarkıyı bir çok kişi hatırlayacaktır. En azından 70’lerin Türk filmlerini izleyenler kesinlikle hatırlayacaktır.
Aynı yıl, 1972 yılında Roberto Maltese Homo Sapiens grubunu bırakır ve Banco Del Mutuo Succorso grubuna katılır. Bir kaç yıl öncesi ölümünün öncesine kadar grup ile bağını koparmaz.
Grubun solisti Francesco Di Giacomo; Pavarotti gibidir. Çok güçlü bir sesi vardır bir progresif rock grubu için. Ama cüssesi daha çok andırır Pavarotti’ye. Francesco da bir kaç yıl önce ayrıldı aramızdan.
Canto di Primavera; albümü kimilerince çok övülür, Kimilerince de çok abartıldığı söylenir. …Di Terra albümünden başlayan müzikal çöküşün son albümü olduğunu da belirtirler. Bence hiç o tür yorumlarla vakit kaybetmeyin. Böyle grupların progresif yapacağız, jazz yapacağız gibi bir düşünceleri olmadı.
Canto di Primavera, Baharın Şarkısı.
Albüm kapağında bir pencere var. Pencere aralanmıştır ve baharın ışığını görürsünüz. İçeriye kadar girmiştir.
Albüm Ciclo (çevrim) adlı jazz temelli bir giriş parçasıyla başlar. Enstrümantel olan parça klavye ve bass gitar ile devam ederken saksafon girer. Ve üçlü ses devam ederken, klasik italyan ezgisini duyarsınız. Benim için bu albüm RPI (Rock Progressive İtaliano), italyan progresif rock için en iyi örnektir. Albüm,akdeniz müziği ezgilerinin italyan türüdür.
Canto di primavera ile devam edersiniz. Eğlencelidir. İtalyan müziğini hissedersiniz.
Her dinleyişimde bana mutluluk veriyor bu parça.
(bahar) çingenenin aşkı (zevki) deniz gibi
Denizden geliyor ve sen bilmiyorsun nereden geliyor.
Diye başlıyor, tekrar tekrar devam ediyor.
Sono la Bestia; ben canavarım
Sono la Bestia, Canto di Primavera parçası gibidir. İtalyana özgü müziği hissedersiniz. Saksafon, gitar ve davul uyumunda hiç bir pürüz bulunmaz. Tertemiz bir akdeniz şarkısı gibidir.
İlk 3 parça bitimi sonrası Niente gibi hafif ve yavaş bir parça karşılar sizi.
Niente, hiç (hiçbirşey).
Eski Banco albümlerinin soundundan gelmedir. Piyano ve sonra gelen gitar ile Francesco birşeyler anlatır. Sonra ki parça önemlidir, sanki ön hazırlık gibidir. O yüzden öğrenmek isterseniz, ne anlatmaya çalıştığını lütfen gidin sözlerini öğrenin.
E mi viene da pensare, düşünceler geliyor (aklıma).
Demetrio Stratos ölümü üzerine bir konserinde şöyle bir şey demesi,
“…La primavera è quella che abbiamo nella nostra testa, non è solo una stagione…” parçanın onun için yapılmış olabileceğini aklıma getirmiyor değil.
'Bahar başımıza gelen birşeydir, sadece bir dönem değil.'
Düşüncem parçanın Demetrio Stratos’a adanmış olabileceği.
Demetrio bir yunan asıllı fotomodel, manken ve şarkıcı. Efsanevi italyan Jazz rock grubu Area’nın solistidir. 1979 yılında Amerika’ya gittiği zaman hayatını kaybetmiştir.
Interno città; Şehrin içi.
Parça 1970’lerin bir çok jazz rock grubunun parçası gibidir. Ama en ayırtedici özelliği Francesco gibi bir vokale sahip olmaları. Doğaçlama yapmadan, klavye, saksafon ve davulla usulca giderken bir anda hissedersiniz ki, notalar patlama noktasına gelmiş, ama duraksayıp geri başa dönüyorlar. Saksafon albüme bütün melodiyi veriyor. Parçanın ikinci bölümü de ilk bölümü gibi tam patlamaya doğru giderken, saksafon bütünüyle başa geçip, tek başına üstleniyor bu görevi. Sonrasında klavye destek veriyor gözükse de Luigi Cinque parçanın gerçek sesini veriyor.
Albümün en zor dinlenebilecek parçasıdır belkide.
Lungo il margine, kenarı boyunca.
Depresif bir hale gelebilirsiniz dinlerken. Piyano kişiyi bunalıma sokup delirtecek düzeyde.
Son parça Circobanda.
İlk parça gibi bu parça da enstrümental. Ritim açısından Ciclo’ya benzer gözükse de Canto di Primavera’nın sonu gibidir. Eğlenceli başlanan albümü sıcacık bir bahar müziği ile bitirirsiniz. Parçanın sonu orkestra gibidir. Bütün sesleri yalın olarak duyarsınız. Sesler arasında ki ahenk kendilerini bozuntuya vermeden tekrarlayarak devam ederler.
Ve klavye son notalarına ses verip albümü bitirir.
Aslında Türk dinleyicisi olarak Banco grubunu gayet iyi tanıyoruz. Grubunun herhangi bir şarkısını dinlememiş olsanız da, grup üyelerinden Gitarist Roberto Maltese (Maltalı) Homo Sapiens grubundan gelme bir müzisyen. Homo Sapiens grubunu isim olarak bilmiyor olsakta, 1972 yılında yaptıkları bir parça unutulacak gibi değildir.
Un'estate fa.
Şarkıyı bir çok kişi hatırlayacaktır. En azından 70’lerin Türk filmlerini izleyenler kesinlikle hatırlayacaktır.
Aynı yıl, 1972 yılında Roberto Maltese Homo Sapiens grubunu bırakır ve Banco Del Mutuo Succorso grubuna katılır. Bir kaç yıl öncesi ölümünün öncesine kadar grup ile bağını koparmaz.
Grubun solisti Francesco Di Giacomo; Pavarotti gibidir. Çok güçlü bir sesi vardır bir progresif rock grubu için. Ama cüssesi daha çok andırır Pavarotti’ye. Francesco da bir kaç yıl önce ayrıldı aramızdan.
Canto di Primavera; albümü kimilerince çok övülür, Kimilerince de çok abartıldığı söylenir. …Di Terra albümünden başlayan müzikal çöküşün son albümü olduğunu da belirtirler. Bence hiç o tür yorumlarla vakit kaybetmeyin. Böyle grupların progresif yapacağız, jazz yapacağız gibi bir düşünceleri olmadı.
Canto di Primavera, Baharın Şarkısı.
Albüm kapağında bir pencere var. Pencere aralanmıştır ve baharın ışığını görürsünüz. İçeriye kadar girmiştir.
Albüm Ciclo (çevrim) adlı jazz temelli bir giriş parçasıyla başlar. Enstrümantel olan parça klavye ve bass gitar ile devam ederken saksafon girer. Ve üçlü ses devam ederken, klasik italyan ezgisini duyarsınız. Benim için bu albüm RPI (Rock Progressive İtaliano), italyan progresif rock için en iyi örnektir. Albüm,akdeniz müziği ezgilerinin italyan türüdür.
Canto di primavera ile devam edersiniz. Eğlencelidir. İtalyan müziğini hissedersiniz.
Her dinleyişimde bana mutluluk veriyor bu parça.
(bahar) çingenenin aşkı (zevki) deniz gibi
Denizden geliyor ve sen bilmiyorsun nereden geliyor.
Diye başlıyor, tekrar tekrar devam ediyor.
Sono la Bestia; ben canavarım
İlk 3 parça bitimi sonrası Niente gibi hafif ve yavaş bir parça karşılar sizi.
Niente, hiç (hiçbirşey).
Eski Banco albümlerinin soundundan gelmedir. Piyano ve sonra gelen gitar ile Francesco birşeyler anlatır. Sonra ki parça önemlidir, sanki ön hazırlık gibidir. O yüzden öğrenmek isterseniz, ne anlatmaya çalıştığını lütfen gidin sözlerini öğrenin.
E mi viene da pensare, düşünceler geliyor (aklıma).
Demetrio Stratos ölümü üzerine bir konserinde şöyle bir şey demesi,
“…La primavera è quella che abbiamo nella nostra testa, non è solo una stagione…” parçanın onun için yapılmış olabileceğini aklıma getirmiyor değil.
'Bahar başımıza gelen birşeydir, sadece bir dönem değil.'
Düşüncem parçanın Demetrio Stratos’a adanmış olabileceği.
Demetrio bir yunan asıllı fotomodel, manken ve şarkıcı. Efsanevi italyan Jazz rock grubu Area’nın solistidir. 1979 yılında Amerika’ya gittiği zaman hayatını kaybetmiştir.
Interno città; Şehrin içi.
Parça 1970’lerin bir çok jazz rock grubunun parçası gibidir. Ama en ayırtedici özelliği Francesco gibi bir vokale sahip olmaları. Doğaçlama yapmadan, klavye, saksafon ve davulla usulca giderken bir anda hissedersiniz ki, notalar patlama noktasına gelmiş, ama duraksayıp geri başa dönüyorlar. Saksafon albüme bütün melodiyi veriyor. Parçanın ikinci bölümü de ilk bölümü gibi tam patlamaya doğru giderken, saksafon bütünüyle başa geçip, tek başına üstleniyor bu görevi. Sonrasında klavye destek veriyor gözükse de Luigi Cinque parçanın gerçek sesini veriyor.
Albümün en zor dinlenebilecek parçasıdır belkide.
Lungo il margine, kenarı boyunca.
Depresif bir hale gelebilirsiniz dinlerken. Piyano kişiyi bunalıma sokup delirtecek düzeyde.
Son parça Circobanda.
İlk parça gibi bu parça da enstrümental. Ritim açısından Ciclo’ya benzer gözükse de Canto di Primavera’nın sonu gibidir. Eğlenceli başlanan albümü sıcacık bir bahar müziği ile bitirirsiniz. Parçanın sonu orkestra gibidir. Bütün sesleri yalın olarak duyarsınız. Sesler arasında ki ahenk kendilerini bozuntuya vermeden tekrarlayarak devam ederler.
Ve klavye son notalarına ses verip albümü bitirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.