1973'de çıkardıkları 'Inferno'' (cehennem) albümünde konu olarak, italyan edebiyatının klasiklerinden Dante'nin 'İlahi Komedya' kitabı işlediler. Yıllar sonra grubu devam ettiren, Jimmy Spitaleri ve Enrico Olivieri, 'Inferno albümüne karşılık olarak 'Paradiso'yu çıkartır.
Albüm konusu aslında üçlemedir ama araya giren uzun yıllar bu bu projeyi geciktirmiştir ki en sonunda 2004 yılında üçlemenin 2. albümü olarak 'Paradiso' ortaya çıkmıştır.
Sanırım üçlemenin cehennem ile başlayıp, cennet ile devam etmesi, araf ile son bulmasını sağlayabilir. Geçtiğimiz yıl çıkan son albümü araf konusunu işlemiş de olabilirler. Henüz dinlemediğim için herhangi bir yorum yapamayacağım.
Metamorfosi ile 2006 yılında tanıştım. İnternet'in yavaş yavaş gelişip, serpiltiği dönemde; albüm bulmak kolaylaşmaya başlamıştı. Henüz 70'lerin klasiklerini dahi dinlemeyi bitirmemişken, 'Paradiso' albümünü 10'larca defa üstüste dinlediğimi hatırlıyorum. 'Paradiso', senfonik progresif rock'a bakışıma da en çok katkısı olan albümlerden biri oldu.
'Paradiso', 70'lerin prog anlayışını günümüze taşıyor. Yeni üretilen modern enstrümanlar 70'lerinin müzikal atmosferinden uzak gibi duruyor gözükse de, tam anlamıyla 70'lerin klasik progresif rock anlayışına uyuyor. Klasik müziğin yoğun etkisi(çoğu zaman Beethoven'ı duyar gibiyim), caz, opera, tiyatral vokaller ve klasik rock'ın üzerinde muhteşem bir duruş sergiliyor.
Albüm 'Introduzione' ile açılır. Bir ateş topu (sfera di fuoco) ile dünya'dan ayrılıp cennete doğru yol almaya başlarsınız. İlk durağınız ay olur. Ay'dan ayrılıp, sırasıyla Merkür'e, Venüs'e ulaşırsınız. Her iki gezegen üzerinde mistik bir bütünlükle (din) ile karşılaşırsınız. Albümde en uzun tutulan bölüm, 4 parçadan oluşmaktadır. Mistik bütünlüğünüzü sağladıktan sonra sıra Güneş'e (Il Sole) gelir. Gözleriniz kamaşarak güneşin tam karşısında durursunuz. Cennet'in orada bulamayacağınızı anlayıp geri döndüğünüzde karşınıza ilk Mars çıkar. Savaşçı ritimleri karşılar sizi. Mars'da da aradığınız bulamayıp ilk önce Jüpiter'e (giove), sonra da Satürn'e gidersiniz. Sonunda anlayacağınız şey ise içinde bulunduğunuz durum (Stelle Fisse) sabittir. İçinizde ki mistik bütünlüğe karşılık gelmemektedir.
Son olarak karşınıza inancın imparatorluğu (Empireo) çıkar. Anladığım kendi icat ettiğimiz inancımızın mutlak inancın sadece bir parçası oluşudur.
Albümün kapanış parçası da 'La Chiesa Delle Stelle', Yıldız kilisesi', ile gelir. İçimizde oluşan evrene, tanrıya olan aşkın varlığın sonucu olarak diğer bütün inançlar ile birlikte varlığımızı buluruz.
Konsept bir albüm olarak 'Paradiso' hem müzikal olarak hem de konu bütünlüğü uyumu olarak mükemmel bir albümdür. Ancak başyapıtlık bir albümdür diye söyleyemem. Hele ki 70'li yılların progresif rock anlayışının ve müzikal üstünlüğünün varlığı hala yaşarken. Yine de 70'li yılları hatırlamak ve günümüzde bu anlayışı devam ettirmek için yapılabilecek ve dinlenebilecek mükemmel bir albüm.
'Il Prog e vivo e lotta insieme a noi'.
Progresif yaşıyor ve bizimle savaşıyor.
1. Introduzione (2.13)
2. Sfera Di Fuoco (1.20)
3. Cielo Della Luna (2.38)
4. Saita A Mercurio (2.50)
5. Cielo Di Mercurio (2.31)
6. Salita A Venere (3.37)
7. Cielo Di Venere (Nuttorno su Venere) (3.50)
8. Il Sole (2.37)
9. Cielo Di Marte (6.00)
10. Cielo Di Giove (4.14)
11. Cielo Di Saturno (3.05)
12. Stelle Fisse (3.07)
13. Empireo (6.13)
14. La Chiesa Delle Stelle (6.05)
Süre : 50.20
Davide 'Jimmy' Spitaleri / Vokal, Flüt
Enrico Olivieri / Klavyeler, Vokal, Flüt
Leonardo Gallucci / Bas Gitar, Klasik Gitar
Fabio Moresco / Davul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.