Bu Blogda Ara

11 Ağustos 2016 Perşembe

Rush - 2112 1976



Rock müzik hakkında konuşurken başıma çok gelmiştir. Dünyanın en iyi gitaristi, en iyi davulcusu gibi sözler. Az çok rock ve metal türleriyle ilgiliyseniz, hemen şunu söylerler. Dünyanın en iyi davulcusu Mike Portnoy. Tabii Mike Portnoy sadece ilk akla gelen örnek. Hemen arkasından Mike Portnoy'u söyleyenlere şunu sormuşumdur. Carl Palmer yada Neil Peart dinledin mi? O, dünyanın en iyi gitaristi, davulcusu diyenlerin çoğu bu soru karşısında öylece yüzüne bakarlar. Sadece batı avrupa ve amerika merkezli rock magazinlerinden haberdar olunca dünyanın en iyileri havalarda uçuşuyor. Tabii burada Mike Portnoy'u küçümseme falan yok. Ama sadece sınırlı bilgiyle en iyileri seçmek, absürt oluyor.

İnsan zihni temelde böyledir. Disipline edilmiş bilgiyi alıp kullanmayı tercih eder. Bu sadece en iyi gitaristler, davulcular söylemi için değil, herhangi bir siyasi ideoloji'de de böyledir. Örnek; genel kanı olarak sosyalizm herkes tarafından tartışmasız en iyi, en kusursuz siyasi ideoloji kabul ediliyorsa, bunun üzerine insanların geneli düşünmeye kalkmaz. Nasılsa hazır olarak birileri düşünüp, bunu disipline etmiştir. Fazladan niye düşünülsün ki? Cemil Meriç'in bir sözü var, çok hoşuma gider; 'Her yüzyılda birkaç kişi düşünür, diğerleri de onların düşündüklerini düşünür'.

Yazdıklarımdan şu anlaşılmasın. En iyi rock grubu Rush'tır, yahut X grubudur. Bunu söylemiyorum.  Söylemeye çalıştığım şey, dünya üzerinde hem müzik hem bilgi öyle sınırsızdır ki, bunu sınırlayıp bir disiplin haline getirerek, sonra da sadece bu disiplin içinde dolaşmamak gerek. Öğreneceğimiz ve dinleyeceğimiz çok şey var, demek.

Rush; 70'li yılların hard rock müziğinden gelme bir grup. Kendi kendini geliştiren, geliştirirken de müziğini geliştiren en önemli gruplardan biri. 80'li ve 90'lı yıllar da bir çok progresif metal grubuna ilham olmuş bir grup.

'2112' benim dinlediğim ilk Rush albümü. Ne zaman dinlediğimi yazmayacağım ama bir şişe şarabı bitirdikten sonra 2. şişe şarabı bitirdiğimi gayet net hatırlıyorum. 40 dakikalık tek albümle iki şişe şarap!...

Albüm iki bölümden oluşuyor. İlk bölümünde 20 dakikalık '2112' parçası var. Zaten Rush hayranı olan biri için ezberlenmiş bir şey. Diğer bölümünde ise 5 parça var, çok kısa olarak. Tabii ki en çok ilk bölümü olan '2112' parçasını dinlemişimdir. Her ne kadar diğer bölümde ki parçalar kısa olsa dahi.

Albümün ilk parçası '2112' sözün tam anlamıyla rock opera (hard rock opera da diyebilirsin, ben demem). Parçanın konusu da uzayda geçen distopik bir hikaye. Orwell'ın 1984 tarzı distopik hikayesi gibi. Hem parçanın konusu hem müzikal atmosferi, kendimce Rush'ın progresif rock için verdiği en önemli eseri. Fazla doğaçlamalara gidilmemiş olsa da; birbirinden farklı olan 7 bölümlük '2112'  gerçekten çok özel. Özellikle içinde ki bölümler ve bölümler arasında ki geçişler progresif metal ile karşılaştırma yapınca, progresif metal'i bir küçümseme geliyor. Rush günümüzün progresif metal müziğine temel oluşturuyor olsa da, günümüzde yapılan progresif metal'den kat kat üstün durumda.

'A Passage To Bangkok' ve 'The Twilight Zone' parçaları albümde en ısınamadıklarım. Tekrar tekrar dinlesemde hala sevemedim. 'A Passage To Bangkok' klasik hard rock düzeninde bir parça. Giriş, vokal, nakarat, gitar solo, son vokal kısmı ve bitiş. 'The Twilight Zone' parçası da hemen hemen aynı. Bir önceki albümlerinde ki hard rock stilini üzerinden atamamışlar.

'Lessons' parçası oynak ritimli, hoş, tam böyle yolculuk yaparken dinlenecek türden. 'Lessons' parçası hard rock'a biraz daha uzak. Parçanın sonunda ki solo gitar olmasa çok daha iyi olacaktı, sanırım.

'Tears' adı gibi dramatik bir parça. Maalesef konuk melletron çok fazla ön planda kalıyor. Gitarlar ve davul arka planda kalınca klasik Rush müziğine pek uymuyor, açıkçası. Yavaş, sakin müzik sevenler için ideal. Bana göre pek değil.

'Something For Nothing', albümde ki '2112' parçasından sonra en sevdiğim ve en çok dinlediğim. Yavaş yavaş başlayan 'Something For Nothing' hızlanmaya başlayıp vokalde eşlik edince, ortaya ağır progresif rock'a güzel bir örnek çıkıyor. Şuan dinlerken bile hangi müzik aletinin taklidini yapacağım diye şaşırıyorum. Ama genel olarak davulcu Neil Peart öncelikli.

'2112' ,Rush'ın başyapıtı olmuş bir albüm olmasa bile Rush hayranları ve benim tarafından sevilen albümlerinin başında geliyor. Siz de dinleyin'.

1. 2112:
I) Overture (4:32)
II) The Temples Of Syrinx (2:13)
III) Discovery (3:29)
IV) Presentation (3:42)
V) Oracle:The Dream (2:00)
VI) Soliloquy (2:21)
VII) The Grand Finale (2:14)
2. A Passage To Bangkok (3:34)
3. The Twilight Zone (3:18)
4. Lessons (3:51)
5. Tears (3:32)
6. Something For Nothing (3:59)

Süre:38:48

- Alex Lifeson / Gitar, Bas Pedali
- Geddy Lee / Bas Gitar, Bas Pedalı, Vokal
- Neil Peart / Davul, Perküsyon

Konuklar
- Hugh Syme / ARP Odyssey (1.I intro), Mellotron (5)
- Terry Brown / Produktör

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.