'Bana bakın, saniye'de 500 nota basıyorum'.
Geçenlerde facebook'ta ki bir grupta arkadaşın biri böyle yazmıştı, progresif rock'ın hızlı çalınınca daha iyi olduğunu düşünenlerle dalga geçmek için. Dalga geçilmeyecek gibi de değiller. Progresif'i sadece Dream Theatre, Opeth yada Porcupine Tree'den ibaret sayanların genel düşünceleri genelde böyle.
Yazıya başlayınca başka bir olay aklıma geldi. Sanırım 6-7 yıl oldu. Türkiye'de müzik üreten önemli isimlerden biri olan Hasan Cihat Örter, internet'in yaygınlaşmasıyla kendisini sosyal paylaşım sitelerinde buldu. Sosyal paylaşım sitelerinde birebir dinleyici ile buluşunca yavaş yavaş bazı anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Özellikle 20'li yaşlardaki gençlerin inci sözlük ağzıyla konuşmaları Hasan Cihat Örter ile anlaşmazlıklara, sonrasında da hakaretlenmelere sebep oldu.
Olaya geleyim. Hasan Cihat Örter bir konserinde gitar solo çalmaya başlarken ayağı takılıp düşüyor, bunu gören ergenler de dalga geçmeye çalışıyorlar akıllarınca. Birinin yaptığı video'da ilk önce Hasan Cihat Örter'in o konser görüntülerini paylaşıp, sonrasında da nasıl gitar çalınacağını göstermeye çalışıyor. Tabii göstermeye çalıştığı şey ise, gitar nasıl hızlı çalınır.
Bu tarz düşünceye sahip olan gençler maalesef progresif dinlediklerini sanarak etrafta dolaşıyorlar. Sadece dolaşmakla kalsalar iyi, üzerine bir de ahkam kesiyorlar. Bir çoğu belli başlı grupların fanları olarak tarikatlar gibi hareket ediyorlar.
Öyle karşınıza birileri çıktığında başlıyorlarsa, en iyi gitarist bilmem kim, dünyanın en iyi davulcusu şu'dur diye; yanlarından koşarak uzaklaşın.
Dün Mahavishnu Orchestra'yı yazayım diyerek ilk albümünden başlamak istedim. Youtube'den hemen albümü bulup indirdim. Sonra da dinlemeye başladım. 3. parça olan 'Noonward Race' parçasına gelince ilk önce bir duraksadım. Çünkü yukarıda anlatmaya çalıştığım, progresif rock'ın hızlı çalınışı daha makbuldür diye düşünenlerin, bu parçayı görünce yada duyunca ne hissedeceklerdi. Muhtemelen karmaşık yapılı olduğu için hiç bir şey hissetmeyeceklerdi.
Nerden mi biliyorum. Bir gün en iyi gitarist, en iyi bilmem ne diye parça göstermeye çalışan birisine YES'i dinledin mi diye sormuştum. İlk kez duyduğunu söylemişti ve gönderdiğim parçayı da, çok uzun bu, diyerek dinlememişti. Her neyse, bir parça yüzünden fazlasıyla geveledim.
Mahavishnu Orchestra, gitarist John Mclaughlin tarafından kurulan bir grup. Mclaughlin, Hindistan'dan (mitolojisi) etkilenmesi sonucu; ulu, yüce vişnu anlamına gelen böyle bir isim vermiş gruba.
John Mclaughlin grubu kurmadan önce caz müziğin yaşayan efsanesi Miles Davis ile birlikte müzik yapıyordu. Yine Miles Davis ile birlikte çalışan Billy Cobham'ı da yanına alarak grubu kurdu. Grupta ki diğer müzisyenlerde bir seferlik olarak yer aldılar. 2 yıl sonraki kadro Mclaughin hariç tamamen değişti.
John McLaughlin, Miles Davis ile birlikte çalışmasından edindiği deneyim ve dönemin getirdiği müziği birleştirmeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu. 'The Inner Mounting Flame' albümü progresif rock'ın en önemli türlerinden olan caz-füzyon'un temellerini oluşturdu.
Albüm, prog metalin temelini oluşturmadı belki ama sessiz ve derinlerden yaşamını sürdüren caz-füzyon müziğinin ilham kaynaklarından oldu. Albümün müzikal yapısı sadece caz üzerine kurulu değil. İçinde saykodelik rock'tan folkik ezgilere, elektronik müziklerden klasik müziğe pek de popüler olmayan müzik türlerinin harmanlanmış hali var.
Hem kendi dönemindeki gruplara hem de içinde bulunduğumuz 2017 yılının caz-füzyon-rock gruplarına ilham verişi devam ediyor.
Yazının başlarında bahsettiğim o hızlı gitar yada başka bir enstrüman çalmayı progresif sayanlara, 'Noonward Race' parçasını dinledikleri zaman ne hissedeceklerini söylemiştim. Yazıyı bitirirken albümün son parçası 'Awekening'de ki John Mclaughlin'in gitarını ve Billy Cobham'ın davulunu, hatta caz ve progresif rock'ın önemli klavyecilerinden Jan Hammer ve kemancı Jerry Goodman'in sololarının nasıl içiçe geçtiğini görebilirsiniz. Albümü baştan sona anlamaya çalışarak dinlerseniz, bu soloların üstüste binmesinin örneklerini fazlayısla görebilirsiniz.
Ne John Mclaughlin, ne de Billy Cobham ve ne de diğer müzisyenler günümüz progresif rock dinleyicileri tarafından anımsanmamasını boşverin, bilinmiyor bile. Kendinize gerçek bir farklılık yaratın ve bu ilk albümlerini baştacı edin.
1. Meeting Of The Spirits (6.52)
2. Dawn (5.10)
3. Noonward Race (6.28)
4. A Lotus On Irish Streams (5.39)
5. Vital Transformation (6.16)
6. The Dance Of Maya (7.17)
7. You Know, You Know (5.07)
8. Awakening (3.32)
Süre : 46.34
John McLaughlin / Akustik Gitar (4), Elektrik Gitar, Yapımcı
Jan Hammer / Piyano (4), Fender Rhodes Org,
Jerry Goodman / Akustik Keman (4), Elektrik Keman
Rick Laird / Bas Gitar
Billy Cobham / Davul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.