Bu Blogda Ara

19 Ocak 2017 Perşembe

The Who - Quadrophenia 1973



Rock grupları genelde en iyi albümlerinden sonra düşüşe geçerler. Tahminimce bu durum, artık müzik üretmede doyuma ulaştıkları içindir. Çok nadir olarak rock grupları bunu en iyi albümlerinin devamını getirebilirler. Burada sadece parçalardan bahsetmiyorum, albümün bütününden bahsediyorum.

The Who grubu da 'Who Next' gibi efsane bir albümden sonra çıtayı daha da yükseltmeyi bildi. O da nadir gruplardan birisidir bu konuda ancak iki efsane albümden sonra The Who grubu da bu mükemmellik seviyesine tekrar ulaşamadı.

'Quadrophenia' albümü rock opera'nın, konsept albümlerin en iyilerinden birisidir. Pink Floyd için 'The Wall' albümü ne ise, 'The Who' grubu içinde 'Quadrophenia' albümü de öyledir. Her insanın bir ergenlik dönemi vardır. Bu ergenlik döneminde yaşadığı psikolijik durumlar, dünyayı kendi etrafında dönüyor sanmalar yada dünyanın merkezi sanmaları gibi her insanın yaşadığı şeylerdir. Farklı olmaya çalışmak yada kendisini çevresine kişilikler beğenip; kanıtlama, tanıtma, ispat etme, ergenlik dönemine başka örneklerdir. (Kendimden biliyorum)

The Who'nun 'Quadrophenia' albümü de Pete Townshend'in mükemmel şarkı yazarlığıyla birlikte bu ergenlik döneminde ki duygu değişimlerini en iyi anlatan konsept bir albümdür. Bir bucuk saate yakın kayıtlarıyla sözün tek anlamıyla rock opera'dır. Hem de bir önceki albüm olan 'Who Next' e göre çok daha progresif öğeler içererek.

İlk 10 parçanın bulunduğu ilk CD, daha çok 60'lar ve 70'lerde ki rock müzik türlerinin bir arada gösterilişi. Beat'den, acid rock'a; saykodelik'ten hard rock'a; rock'n roll'dan; progresif rock'ın ilk dönemine, ne ararsanız var. Synth yardımıyla senfonik hale getirilmesi de dinlerken büyük keyif veriyor. Parça isimleri de ergenlik döneminde bir gencin başına gelebilecek sorun yada durumlardan oluşuyor. 'The Punk And The Godfather', 'Cut My Hair', 'I Am One' gibi. Bu ilk bölümde favori parçam 'I Am One'. Çok kısa olmasına rağmen dinlerken bana büyük bir haz veriyor. Özellikle synth'in müziğin altına yerleştirilip, akustik gitarla yavaş yavaş başlayıp, sonrasında Roger Daltrey'in harika hard rock vokalini dinlerken; eşlik ettiriyor.

İkinci bölüm; progresif öğelerin daha fazla bulunduğu bölüm. Yine ilk bölümde ki gibi beat, acid rock, rock'n roll, saykodelik rock'ın izlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Daha fazla deneyselliğin, gitar ve davul soloları var. Melodik kısımları da çabası. Bu bölümde favorimlerim 'The Rock' ve 'Doctor Jimmy'. Her ikisinde de Keith Moon davullarının zevkini fazlasıyla çıkarıyorsunuz. 'Doctor Jimmy' de synth kullanımı çok daha fazla. 'The Rock' da ise davul, gitar ve piyano'nun tadını çıkarıyorsunuz.

Böyle bir albüm günümüzde yapılsaydı, kesinlikle rock müzik tarihi için örnek gösterilirdi. 'Bu albümü dinleyin, rock tarihinin özeti' gibi sözler söylenir, yazılırdı. 1973 yılı ve öncesi için (hatta sonra ki bir kaç yılı da kapsayarak) rock müziğin özeti denebilir. Albümün içinde o dönem dinlenen hemen hemen bütün rock türlerini bulabilirsiniz.

Pink Floyd'un 'The Wall' albümü kadar popüler yada bilindik değil ama kesinlikle dinlenildikten sonra asla unutulmaması gereken bir albüm. En az 'The Wall' albümü kadar kaliteli. Hatta daha da kalitelisi.

1. I Am The Sea (2.09)
2. The Real Me (3.21)
3. Quadrophenia (6.13)
4. Cut My Hair (3.44)
5. The Punk And The Godfather (5.11)
6. I Am One (2.38)
7. The Dirty Jobs (4.29)
8. Helpless Dancer (2.34)
9. Is It In My Head (3.43)
10. I Have Had Enough (6.14)
11. 5.15 (4.59)
12. Sea And Sand (5.01)
13. Drowned (5.27)
14. Bell Boy (4.55)
15. Doctor Jimmy (8.36)
16. The Rock (6.37)
17. Love, Reign O'er Me (5.48)

Süre : 86.54

Roger Daltrey / Vokal
Pete Townshend / Gitar, Klavye, Synth (ses düzenleyicisi), Banjo, Çello, Efektler, Vokal (4-6, 10-12)
John Entwistle / Bas Gitar, Boynuz, Vokal (9)
Keith Moon / Davul, Perküsyon, Çanlar, Vokal (14)

Konuklar;
Chris Stainton / Piyano (7,11,13)
John Curle / Sesler
Rod Houison / Efektler
Ron Nevison / Efektler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.