Bu Blogda Ara

9 Şubat 2017 Perşembe

Tangerine Dream - Stratosfear 1976



Tangerine Dream, şimdiye kadar dinlediğim bütün grupların(ve müzisyenler) arasında en çok albüme sahip olan grup. Muhtemelen kendileri de yaptıkları albümlernin sayısını bilmiyorlardır. Bu kadar çok albüme sahip bir grubun müziklerini akılda tutmak ise sadece Tangerine Dream hayranlığı ile mümkün. Dolayısıyla Tangerine Dream'in müziğini dönem olarak ele almak en güzeli.



Tangerine Dream, 1975'de ki canlı olarak kaydettikleri 'Ricochet' albümünden sonra müziğinde büyük bir değişim yaşadı. 'Stratosfear' albümüyle grubun müziği 1975 öncesinde ki avant-garde, ağır saykodelik havanın yerini senfonik bir hale aldı. Ancak kaotik ve karamsar havanın yeri,  Tangerine Dream müziğinde kaybolmadı. 'Stratosfear' albümünde de 'Ricochet' albümü öncesinde ki o kaotik hava devam etti.

Zaten Tangerine Dream'in en sevdiğim yanı bu olmuştur. Elektronik müzik dinleyenler genelde synth kullanımlaraına bakarken, ben parçanın atmosferine bakıyordum, hala da benim için en önemli kısmıdır. O yüzden Tangerine Dream, benim için bir çok elektronik temelli müzik yapanlar içinde en orijinal grup.

'Stratosfear', Tangerine Dream'in en popüler ve bilindik albümlerinin başında geliyor. Bunda kesinlikle albüme ismini veren ve açılış parçası da olan 'Stratosfear' parçasının melodik ve senfonik rock yapısının katkısı var. 'Stratosfear' parçası, elektronik müzik değil de, senfonik progresif rock tarzında bir parça dinliyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor. Edgar Froese'nin elektrik gitar soloları, org kullanımları ve ritmik davullar öylesine uyum içinde çalıyor ki, parça su gibi akıp geçiyor.

Parçanın niye bu kadar akılda kalıcı olduğunu başka bir şekilde anlatmak, sanırım absürd olurdu.

İkinci parça, 'Big Sleep In Search Of Hades'. Klasik Tangerine Dream parçalarından bir hayli farklı. Edgar Froese'nin 12 telli gitarı ve flütümsü org ile başlayan parça, sürekli değiştirilen enstrümanlar ve melodilerle, klasik Tangerine Dream parçalarının dışında. Bir elektronik müzik örneğine değil de daha çok 70'lerin klasik progresif rock'ına uyuyor.

'3am At Border Of The Marsh From Okefenoke', sanırım şimdiye kadar en iyi hatırladığım Tangerine Dream parçalarının başında geliyor. Melodileri nerede duysam kesinlikle hatırlıyorum. Albümü indirip dinlemeye başlayınca ne kadar uzun zamandır dinlemediğim aklıma geldi. Halbuki parça, aklıma öyle bir kazınmış ki, ilk dinlemeye başladığım zamanlarda ki hayallerim canlandı gözümde.

Parça, Edgar Froese'nin mızıkasının etkileyiciliğiyle başlıyor ve öyle de bitiyor. O Mızıka arasında 75 öncesinin avant-garde'ı ile minimalizm öyle birleştiriliyor ki, kendinizi gerilim-drama filmi izlerken buluyorsunuz. Bir o kadar korkutucu ve bir o kadar da üzücü.

'Invisible Limits', giriş parçasıyla birlikte 70'ler Tangerine Dream'in en öne çıkan parçalarından bir diğeri. Edgar Froese'nin bluesvari (blues, ağıt demek) gitar soloları Pink Floyd'u anımsatıyor.

Sanırım synth kullanımı olmasaydı, floydian bir parça olacaktı. Parçanın sonunda ki klasik piyano(grand piyano), albümün en güzel kısmı. Bu bölüm çok kısa olmasına rağmen, albümün en sevdiğim yeri.

Tangerine Dream dinlemek, müziklerini öğrenmek, gerçekten dinleyenin uzun bir zamanını alıyor. Ancak dinlerken ve yaptıkları müzikleri öğrenirken çok büyük bir zevk de alıyorsunuz. 'Statosfear' albümünü dinlerken de aynı zevkin farklı bir şeklini yaşıyorsunuz.

Tangerine Dream benim için gelmiş geçmiş en iyi rock (tabii ki progresif rock) gruplarından bir tanesi. 'Stratosfear' albümünü de diğer Tangerine Dream albümlerinden eksik bir yanının olduğunu görmüyorum. Tangerine Dream dinlemenin bir ayrıcalık ayrıcalık olduğunu söyleyemem ama kesinlikle zevk meselesi ve zevkleri (ve renkleri) tartışmaya açarım.

Son olarak, Tangerine Dream'in efsane üçlü'sünden olan Peter Baumann'ın son stüdyo albümü. Bu albümden sonra çıkan ve canlı olarak kaydedilmiş 'Encore' ile Peter Baumann Tangerine Dream efsanesinde ki yerini terkedecektir.
1. Stratosfear (10.04)
2. Big Sleep In Search Of Hades (4.45)
3. 3am At Border Of The Marsh From Okefenoke (8.10)
4. Invisible Limits (11.40)

Süre : 34.39

Edgar Froese / Moog, Mellotron, Grand Piyano, 12 & 6 Telli Gitar, Bas Gitar, Mızıka
Christopher Franke / Moog, Birotron, Org, Perküsyon
Peter Baumann / Moog, Mellotron, Synth (ses düzenleyici)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.