Bu Blogda Ara

25 Ocak 2018 Perşembe

Black Bonzo - Black Bonzo 2004




Günümüz popüler müziği nasıl ki kendi tarihi içinde belirli aşamalardan geçtiyse, bu rock yada caz gibi türlerde de söz konusudur.

Zamanın, teknolojinin, insan alışkanlıklarının sürekli değişmesi müzik yapan insanlarda belli değişimlere neden oldu. Aynı zamanda onları dinleyenlerde belli değişimlere neden oldu. Dinleyici kitle önüne ne konduysa onu dinlemeyi seçti. Müziği bir kültür aracı olarak görmedi, duygularının ve entellektüelitesini köreltme amacıyla tercihlerini yaptı. Maalesef dinleyicideki bu anlayış bir süre sonra müzik yapan insanlara da bulaştı.


Sonuç ise ortadadır.

Progresif rock ise bunların dışında ilerledi ve günümüze kadar ulaştı. 60'ların sonlarında ve 70'lerin başlarında başlayan bu yaratıcı müzik anlayışı artık popülerliğini yitirip; sadece belli bir kitlenin, ya müzik yapmaya çalışanların yada gerçek anlamda müzikten zevk almak ve kültür edinmek için dinleyenlerin takip ettikleri bir kültür aracı oldu.

Bundan hoşnut muyum, kısmen evet. Çünkü günümüz eğitimi o kadar kötüleşti ve internet sayesinde doğruluğu yada yanlışlığı tartışılır bilgiler insanların kafalarını öyle bir doldurdu ki, böyle tamamen sanat için yapılan rock müzik (art rock'dan bahsediyorum) ayağa düşmekten kurtuldu. Evet, bu yüzden progresif rock'ın belli bir kitle tarafından dinlenilmesinden yanayım, yoksa ABD'de ve takipçileri tarafından yapılan, tamamen para kazanmak ve kazandırmak amacı güden en iyi davulcular yada gitaristler listelerini ezberleyip ortalıkta dolaşan insanlarla muhatap olmak zorunda kalacaktık.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım; para kazanmak, popüler olmak gibi çürümüşlüğün dibine vurmuş grup yada müzisyenlerin dışında müziği müzik için (yani sanatı sanat için) yapan gruplar var. Black Bonzo'da bunlardan, 2000'ler sonrasının aklıma gelenlerinden biri.

3 ay sonra yaşım 36 olacak, gerçek anlamda yada kalite anlamında rock müziği üniversiteden bir arkadaşımın bana önerdiği Pink Floyd'un bazı albümleri sayesinde tanıştım. 18 yaşındaydım o zaman, sonra interneti kendi çıkarıma kullanmayı öğrendim. Pink Floyd'un izinden gitmeye çalışarak progresif rock denen tür ile tanıştım(aslında rock müziğin temelidir). Progresif rock diye bir türün olduğunu öğrenince de elimin altındaki interneti kullanıp zaman içinde bu tür ile ilgili binlerce albüme ulaştım. Black Bonzo'da o ilk arayışlarımın içinde ilk olan gruplardan birisiydi.

Black Bonzo'yu ilk albümlerinin çıkışından 3 yıl sonra dinledim. Aynı dönemde dinlediğim; Eloy, Uriah Heep, King Crimson, ELP, Amon Düül II gibi grupların müziklerinden hiç farklı değildi. Black Bonzo ile birlikte günümüz gruplarından o dönem dinlediğim bir çok grup vardı, Wobbler, Gargamel gibi, onlarda farklı değildi. O yüzden günümüz modern progresif rock anlayışına bakışımda bu gruplar yer edindi ve hala bu tarz da gruplar yer edinmeye devam ediyorlar.

Black Bonzo; 70'lerin bir çok kült grubun müzikal anlayışını, müzikal atmosferini, kişiliğini 2000'lerde devam ettirmeye çalışan bir grup.

Ve maalesef 2009 yılında çıkardıkarı albümüyle sessizliğe büründüler.

2000'lerde, 70'ler progresif rock'ının tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel bir albüm.


1. Lady Of The Night (7.03)
2. Brave Young Soldier (9.08)
3. These Are Days Of Sarrow (6.42)
4. New Day / Intermission (4.13)
5. Fantasy World (6.45)
6. Freedom (3.20)
7. Sirens (4.53)
8. Jailbait (4.19)
9. Leave Your Bardens (4.03)
10. Where The River Meets The Sea (7.54)

Süre : 58.20

Magnus Lidngren / Vokal
Joakim Karlsson / Elektrik Gitar, Akustik Gitar
Nicklas Ahlund / Org, Piyano, Mellotron, Synth (ses düzenleyicisi)
Patrick Leandersson / Bas Gitar
Mike Israel / Davul, Perküsyon


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.