Bir gün bir sokakta yürürken balkondan başıma bir saksı düşecek ve hafızamı tamemen yitireceğim. Şimdiye kadar öğrendiklerim, ailem, arkadaşlarım hepsi aklımdan uçup gidecek. Yine bir gün can sıkıntısından internetten müzik dinlemeye başlayacağım. Youtube benzeri sitelere girip güzel yada mükemmel müzikler yazıp dinlemeye çalışacağım. İngilizce olarak da arattırıp karşıma çıkan müzikleri dinleyeceğim. İşte tam o sırada karşıma 'Wonderful Music' adlı bir parça çıkacak. Parçayı dinlemeye başladıktan bir süre sonra ilk Grobschnitt sonra progresif rock'ı en sonunda da unuttuklarımın hepsini anımsamaya başlayacağım.
Olur mu, olur!
Grobschnitt'in 1972 yılında çıkardığı ilk albümünden 'Wonderful Music' adlı parçayı günün birinde bunasam bile unutmam. İlk dinlediğimden beri Grobschnitt grubunu tanımlamam için söylenebilecek tek söz, wonderful music.
Günümüzde progresif rock ciddi bir müzik türü olarak kabul ediliyor. Bu konuya ben de katılıyorum. Müzik icra edenler de, dinleyiciler de progresif rock'a çok ciddi bir şekilde bakıyorlar. Müzikte aradıkları ise uzun enstrüman doğaçlamaları yada sesin pürüzsüzlüğü gibi şeyler oluyor. Dolayısıyla progresif rock deyince belli kriterler ortaya konuyor. O kriterlere uygun olduğu sürece progresif rock sayılıyor.
Grobschnitt dinleyen birisi için bu tarz kriterlerin pek bir anlamı yok. Çünkü grup ilk albümünden itibaren eğlenerek, kahkaha atarak, birbirleriyle dalga geçerek müzik yaptılar.
Günümüzde de aynı atmosferler ile konserler vermeye çalışıyorlar. Yani müziğin içinde varolmaya devam ediyorlar.
Maalesef günümüzde ki progresif rock dinleyicileri 70'lerin kült gruplarını tamamen dinlemeden; günümüzün popüler olmuş, bilinen gruplara odaklandıkları için kendilerine belli kriterler belirleyip, müziği ona göre dinliyorlar. Sonuç olarak da progresif rock sıkıcı bir müzik türüymüş gibi bir anlam ortaya çıkıyor.
Halbuki progresif rock müzisyenleri yada grupları; müzikal şablonları, kriterleri reddeden bir anlayışla müzik ortaya çıkardılar. Kabullenilmek yada ünlü olmak gibi pek dertleri olmadı. Yaptıkları her albümde kendilerini değiştirmeye, yenilemeye çalıştılar.
O yüzden 70'lerin progresif rock albümlerinin müziği çok zengin ritimlere, armonilere sahiptir. O gruplardan birisi de Grobschnitt. Benimde unutamadığım ve unutmamın çok zor gözüktüğü bir grup.
Özellikle 70'ler de bir çok grup 'progresif rock yapıyoruz biz' düşüncesiyle albümler çıkarmadılar. Albüm çıkarıp konser verdikçe, diğer rock gruplarını dinledikçe, birbirleriyle iletişim kurdukça müzikleri progresif, yani ilerici bir hal aldı.
İlk progresif rock albümü hangisidir, hala tartışılmaktadır. Hele ki yeni dinlemeye başlayanlar ilk progresif rock albümünü 1965'e kadar götürebilir. Ama bunların bir anlamı yok. Çünkü progresif, ilerici rock diye ilk kez King Crimson'ın albümü için söylendi. O yüzden King Crimson müziğini temel almakta fayda var. Yoksa 1965 değil, 1955 yılında ki Johnny Cash'e kadar gidilir.
Gruba dönersek.
Açılış parçası; 'Symphony' albüme, Grobschnitt'e, hatta progresif rock'a başlamak için ideal değil, mükemmel bir örnek. Klasik müzik etkisinden, blues rock'a, saykodelik rock'tan folk rock'a (latin rock ve the doors anımsayın) dönemin rock atmosferini rahatlıkla bulabileceğiniz, ve kusursuz bir şekilde harmanlayarak ortaya konan bir parça.
'lal lal la, lal la lal la' korusunu 3-4 kez tekrarladıktan sonra giren elektrik gitar solosu, tahminimce progresif rock'ın en iyi açılışlarından biri. Nitekim 2-3 yıl sonra ortaya çıkartacakları 'Solar Music' efsanesinin de kaynağı bu gitar solo girişi. 1972 yılında çıkan albümdeki uzunluğu 13 dakika ancak yeni basımlarda bir de bu parçanın 30 küsür dakikalık canlı konser kaydı varmış. 'Solar Music' den çok daha iyi olacağı kesin. 'Solar Music' neredeyse gitar doğaçlamalarına dayanıyordu, bu parça da ise gitar soloları haricinde mükemmel sesler var. Canlı performansı dinlemek büyük bir keyif verecektir.
Kendime not, en kısa zamanda bulup, 'Symphony Live' dinlemeliyim.
'Travelling', saykodeelik bir atmosferde başlayan parça, latin ezgileriyle örülmüş tam anlamıyla bir krautrock örneği. Tekrar tekrar dinlerken bir süre önce dinlediğim Nektar grubu geldi aklıma. 'Travelling' parçası o kadar çok Nektar parçalarına benziyor ki, Nektar böyle bir parça yazsaydı, birinden aşırmışlar bu parçayı diye, hiç kimse demeyecekti.
Aynı zamanda solo gitar çalışmaları, 'Symphony' parçasında olduğu gibi 'Solar Music' parçasına da temel olmuş görünüyor.
'Wonderful Music', benim için albümü ve grubu unutturmayacak parça. Progresif rock'da ilk dinlemeye başladığım zamanlar Almanlara yoğunlaşmıştım. Grobschnitt'de o grupların arasındaydı. Krautrock grupları ve diğer Alman gruplarını üstüste aylarca dinlediğimi anımsıyorum. On'larca grup arasından krautrock yada Almanya dendiğinde aklıma gelen ilk 3 gruptan biri, Grobschnitt. 'Wonderful Music' ise herkese önermediğim, hep kendime sakladığım bir parça.
'Sun Trip', senfonik yapılı olmasından ziyade eklektik yapısıyla dikkat çekiyor. Bir çok Grobschnitt hayranına göre Solar Music parçasından hemen sonra gelen, bir şaheser. 4 bölümden oluşan oluşan ve 17 küsür dakikalık uzunluğu ile progresif rock için gayet normal bir uzunluk. İçinde gerçekten beni etkileyen bazı gitar soloları ve kozmik atmosferi andıran yerler var. Bunlar parçanın ilk 2-3 bölümünü oluşturuyor. Bu kısımlar gerçekten dinleyeni, en azından beni, alıp bir yerlere götürebiliyor. Ancak parçanın son kısımlarını pek sevip, dinleyemedim. Cazvari bir atmosferle sonlandırmaya çalışmışlar ama başladığı gibi mükemmellikle bitmiyor.
Şimdi yazarken aklıma Kemal Sunal'ın 'Korkusuz Korkak' filmi geldi. Kemal Sunal klasiklerinden biri olan film, mükemmel bir şekilde başlıyor ancak sonu aceleye getirildiği için anlamsız bir şekilde film bitiyor. 'Sun Trip' parçası da o filme benzer. Mükemmel bir şekilde başlıyor ve aceleyle bitirilmiş gibi duruyor.
O yüzden benim için konsept olarak albümdeki en kolaya kaçılmış parça.
Grobschnitt, 1972 yılında çıkardığı ilk albümüyle sonrasında çıkaracakları albümlerininde haberciliğini yapmıştır. Mükemmel gitar soloları, kozmik saykodelik atmosfer ve yine aynı şekilde mükemmel davul çalışmaları, bu albümde olduğu gibi diğer albümlerde de vardır. İlk örneği ise bu albümdür.
1. Symphony (13.44)
a. Introduction
b. Modulation
c. Variation
d. Finale
2. Travelling (6.50)
3. Wonderful Music (3.40)
4. Sun Trip (17.43)
a. Am Ölberg (Mount Of Olives)
b. On The Way
c. Battlefield
d. New Era
Süre : 41.57
Stefan Danielak (Wildschhwein) / Vokal, Ritim Gitar
Gerd-Otto Kühn (Lupo) / Elektrik Gitar,
Hermann Quettin (Quecksilber) / Org, Piyano, Perküsyon
Bernhard Uhleman (Bar) / Bas Gitar, Flüt, Perküsyon
Joachim Ehrig (Eroc) / Davul, Perküsyon, Elektronik Efektler
Axel Harlos (Felix) / Davul, Perküsyon
Kapak Tasarımı / Günter Blum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.