Nick Drake ile ilk ne zaman tanıştım, daha doğrusu müziğiyle ne zaman ve nerede tanıştım, tam olarak anımsamıyorum. Muhtemelen progresif rock arşiv bloglarından biri sayesinde oldu. İlk dinlediğimden andan itibaren özel bir müzik ile karşılaştığımı da anlamıştım. İlk üstüste dinlediğim parçası da bu albümden olmuştu. 'Cello Song' parçası hem parça adıyla hem de müzikal atmosferiyle aklımdan çıkmadı.
Nick Drake, 20'li yaşlarındayken müzik yapmaya kalkar ve yapar da. Ancak kendi kişiliğinin utangaç ve çekingen olması nedeniyle, yaşadığı dönemde konsere çıkmayı reddeder. Bu utangaçlığı, çekingenliği ve üzerine konserleri reddetmesi sonrası bunalıma girer. Anti-depresan ilaçlar kullanır. Çok genç yaşta öldüğünde kimisine göre intihar etmiştir, kimisine göre de anti-depresan ilaçları fazla kullanmıştır. Ölüm nedeni ne olursa olsun, sonuç olarak müzik dünyası çok orijinal bir insanı kaybetmiştir.
Albüm ve Nick Drake müziği genel olarak, folk rock olarak geçiyor. Ancak bu folk rock tanımı yada kavramı bu müziği tanımlamak için yeterli değil. İlk dinlediğim zamanda aynı şeyi düşünmüştüm, şimdi tekrar dinlerken de aynı şeyi düşünüyorum. Nick Drake'in bu ilk albümü de, sonraki albümleri gibi progresif folk rock'a çok yakın duruyor. Kendimi müzik kategorisi yapan biri olarak görmüyorum ama Nick Drake albümleri için böyle bir yargıda bulunabilirim.
Nick Drake ABD'de gelişen ve popülerleşen folk rock müziklerinden etkilenerek müziğe başladı. İdollerinden ilki Bob Dylan'dı.
Bu albümde de ilk parçalarda ABD'li folk ritimlerini, Bob Dylan tarzı, görülebiliyor. Ancak Nick Drake müziğini yaparken sadece folk müzikten etkilenmiyor. 3 albümünde olduğu gibi bu ilk albümünde de caz esintilerini kullanıyor.
Çok az da olsa, hatta hissedilmeyecek kadar, avantgard bir atmosfer mevcut.
Nick Drake, bu ilk albümünden sonra iki albüm daha yaptı. Son albümü sonrasında kendisini iyice evine kapattı ve 1974 yılında ailesinin evinde ölü bulundu. Yaşamış olsaydı, sanırım günümüzün en kült isimlerinden biri olacaktı.
Buna rağmen çıkardığı 3 albümle bir çok kişiyi etkisi altına almıştır. Beni aldıkları gibi.
Nick Drake, progresif rock için bir çok kişiye örnek teşkil etmeyebilir ama progresif rock severlerin mutlaka dinlemesi gereken bir isim.
1. Time Has Told Me (4.27)
2. River Man (4.21)
3. Three Hours (6.16)
4. Way To Blue (3.11)
5. Days Is Done (2.29)
6. Cello Song (4.49)
7. The Thoughts Of Mary Jane (3.22)
8. Man In A Shed (3.55)
9. Fruit Tree (4.50)
10. Saturday Sun (4.03)
Süre : 41.45
Nick Drake / Vokal, Akustik Gitar, Piyano (10)
Paul Harris / Piyano (1,8 parçalar)
Richard Thompson / Electrik Gitar (1. parça)
Danny Thompson / Bas Gitar (1,3,6,8,10 parçalar)
Rocky Dzidzornu / Konga (3,6 parçalar)
Clare Lowther / Çello (6. parça)
Tristen Fry / Davullar ve Vibrafon (10. parça)
Harry Robinson / Aranjör (2)
Robert Kirby / Aranjör (4,5,7,9)
Joe Boyd / Yapımcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.