Kansas, 1973'de müziğe başladığından itibaren kendi ülkesindeki rock müziğe odaklanmak yerine Avrupa'daki grupların müziklerini takip ederek kendi müziklerini yapmayı tercih ettiler. İlk albümünden itibaren dönemin progresif rock deyince ilk akla gelen YES, Genesis gibi ABD dışındaki gruplardan sesler alarak parçalarında kullandılar. Bu durumu da öyle kopyalayarak değil, profesyonel bir biçimde yaptılar. O yüzden Kansas'ın albümleri orijinal albümlerdir, bir o kadar da avrupa ekolünde ilerler.
'Leftoverture' albümü de ilk iki albümdeki müzikal anlayışın devamı şeklindedir. Hatta çok daha olgunlaşmış olan grubun en muhteşem albümüdür. Albümdeki bütün parçalar öyle özenle üzerinde uğraşılarak biraraya getirilmiş ki, herhangi birini üstüste sıkılmadan saatlerce dinleyebilirsiniz. 70'lerin ortalarında Avrupa'daki progresif rock'daki değişim de göz önüne alınırsa, 75 öncesi albümlerin zevkine bu albümle tekrar ulaşabilirsiniz.
'Carry On Wayward Son', Kansas'ın adı bilinmese de, popüler olmuş ve klasikleşmiş bir kaç parçasından biri. 'Breakfast in America' çalmaya başladığında çoğu kimse grubun Supertramp olduğunu bilmez. 'Carry On Waywars Son' parçası da aynı şekilde çalmaya başladığında anımsanır, bilinir ama Kansas grubu akla gelmez. 'Carry On Wayward Son' sadece Kansas'ın değil klasik rock'ın da bilinen parçalarının başında gelir. Ayrıca tekrar tekrar dinlenildiğinde bağımlılık da yapar. Belki de bu bağımlılık yapması yüzündendir klasik rock'ın en bilinenlerinden olması.
'The Wall' parçasında genesisvari, daha doğrusu Tony Banks piyanosuvari bir hava, atmosfer sözkonusu. Piyano, org ve synth öyle bir atmosfer yaratıyor ki, tam da 70'lerin progresif rock atmosferinin içinde buluyorsunuz kendinizi.
'What's On My Mind', özellikle synth ve bas gitarın etkisiyle Boston grubuna benzerlik gösterse de, Gentle Giant'in 'Free Hand' parçasına eklektik yapı olarak daha çok uyum sağlıyor. Geçenlerde pek okuyup takip etmesem de(denk geldi), Oray Eğin'in küçümseyerek yazdığı Queen hakkında stadyum rock tanımını yapmaya kalkıştı. Halbuki bir çok rock grubu, progresif rock grupları da dahil buna, stadlarda herkesi ayağa kaldıracak parçalar yaptılar. ELP, Deep Purple, Rush gibi grupların bu tarz parçaları olduğu gibi Kansas'ın bu parçası da stadyum rock denilen parçalara örnektir. Ayrıca stadyum rock Oray Eğin'in uydurduğu bir tanım değildir, 70'li yıllardan beri vargelen bir tanımdır.
'Miracles Out Of Nowhere' parçası, aşırı şekilde italyan ekolüne benziyor. Her dinleyişimde Banco'nun yada PFM'nin izlerine rastlayabiliyorum(Keman Maura Pagani çalıyor sanki). Bir o kadar da Gentle Giant'ın karmaşık yapılarını anımsatıyor. Bu kadar güzel ve bolca melodilerin üzerine parçanın sonundaki gitar solosu ise parçayı unutulmaz yapabiliyor. Albümdeki ve Kansas'ın bütün diskoğrafisinde benim için en tepedeki parça. Parçanın güzel oluşu bir o kadar da moral bozucu olabiliyor. Benim ki bozuluyor.
Kısa parçalar olmasına rağmen her ikiside doyurucudur. Dolayısıyla albümde herhangi bir zayıflık algısı yaratmazlar. 'Questions Of My Childhood' parçasında PFM etkisi de yok değil.
Sürekli benzetmelerden gittik, 'Cheyenne Anthem' parçasında da gitmezsek olmaz. 1960'ların sonu, 1970'lerin başına The Who grubunu anımsamazsak, parçayı anlatamayız. 'Song is Over', şarkı bitti marşlar başladı düşüncesiyle rock müziğe başka bir biçim veren The Who'nun ne kadar büyük bir grup olduğu yadsınamaz. 'Cheyenne Anthem' parçasıyla Kansas grubu da, marş yazma konusunda The Who'dan eksik kalmıyor.
Son parça, bir başyapıt; 'Magnum Opus'. Eklektik yapısı ile bir kaç yazı öncesinde progresif rock'ın başyapıtlarından biri diye gösterdiğim Bubu grubunun albümüne alternatif parça. Progresif rock'ı anlatmak için verilen örneklerden Genesis'in 'Musical Box', YES'in 'Fragile' parçaları gibi akılda tutulması gerekir. Gerektiğinde örnek olarak da gösterilir.
Kansas, ABD çıkışlı bir grup ve daha önce yazdığım bazı yazılarda belirttiğim üzere Amerikan rock gruplarını progresif rock'ın içinde pek yaratıcı düşünemiyorum. O yüzden Amerika çıkışlı grupları pek dinlemiyor ve dikkate almıyorum. Ancak bazı gruplar hariç durumda olabiliyor. Bunlar genellikle Avrupa'daki müziği takip eden gruplardır.
Kansas grubu da o 'bazı gruplar'ın içinde yer alıyor. 'Leftoverture' albümü de özellikle karmaşık yapılı parçalarıyla öne çıkarak başyapıtlık albümler arasında kendine yer ediniyor.
Progresif rock için başyapıtlık bir albüm; Leftoverture.
2. The Wall (4.47)
3. What's On My Mind (3.27)
4. Miracles Out Of Nowhere (6.29)
5. Opus Insert (4.26)
6. Questions Of My Childhood (3.38)
7. Cheyenne Anthem (6.50)
8. Magnum Opus (8.27)
a. Father Padilla Meets The Perfect Gnat
b. Howling At The Moon
c. Man Overboard
d. Industy On Parade
e. Realese The Beavers
f. Gnat Attack
Süre : 43.17
Steve Walsh / Vokal ve Geri Vokal, Org, Piyano, Synth (ses düzenleyicisi)
Rich Williams / Akustik & Elektrik Gitar
Kerry Livgren / Elektrik Gitar, Piyano, Klavnet, Moog, Synth (ses düzenleyicisi)
Robby Steinhardt / Keman, Viyola, Vokal (4,7), Geri Vokal
Dave Hope / Bas Gitar
Phil Ehart / Davul, Perküsyon
Konuklar
Toye La Rocca, Cheryl Norman / Çocuk sesleri (7)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.