Anyone's Daughter grubu 1972'de ilk kurulduğunda kurucu üyeleri daha lise dönemindeydi. İlk albümlerine kadar da dönemin bir çok gruplarının parçalarını çalarak kendilerini geliştirdiler. Deep Purple parçalarını da belki daha çok ağırlık vermelerinden dolayı kurdukları grubun adını da bir Deep Purple parçasından aldılar. Yarı amatör olarak müzikten profesyonel müziğe geçişleri 1979 yılındaki albümleriyle oldu. Bir yıl sonra ikinci albümlerini çıkardılar. İlk albümlerinde 'Adonis' adında uzun bir parça yapmışlardı. Parça albümün yarısını kapsıyordu. İkinci albümlerinde daha çok kısa parçalara yer vererek albümü oluşturdular. Bir yıl sonrasında kendi dilleriyle yaptıkları albümde Herman Hesse'nin bir kitabını işlediler. 1'er yıl arayla iki albüm daha çıkardıktan sonra konser kayıtlarını albüm yapmaya yöneldiler. Grup 1986 yılında dağıldı. 2000'ler sonrasında devam ettilerse de 80'ler atmosferini yakalayamadılar.
Anyone's Daughter grubunu youtube'de 2010'da tesadüfen bulmuştum. Gruba adını veren 'Anyone's Daughter' parçasıyla ilk kez tanımıştım. Sonrasında diğer albümlerini teker teker bulup dinlemiştim.
O günden beri Wishbone Ash gibi canım sıkıldığında morale ihtiyacım olduğunda bir albüm açıp dinlemeye başlıyorum.
Grup hakkında genel bilgileri geçip albüme gelirsek; ilk albümdeki yaratıcılıktan çok daha iyi olduğunu bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Albümün kısa parçalardan oluşması progresif rock'daki 'uzun parça daha iyidir' anlayışını değiştirir niteliktedir. Hemen hemen her parçasındaki yaratıcılık yani parçaların hiç bir grubun parçalarına benzemiyor oluşu kısa parçalarla da müzikte mükemmelliğin yakalanabilir olduğunu gösterir.
Albümün en uzun parçası, 8 dakikalık 'Another Day Like Superman''dir. Parça Vangelis'in folkik ve dramatik tınılarına benzer bir şekilde açılır. Bluesvari folkik ezgilerle devam eder ve vurucu bölümü ondan sonra başlar. Uwe Karpa'nın gitar çalma tarzını Steve Howe, Steve Hackett, David Gilmour, Ritchie Blackmore, Andy Latimer gibi progresif rock'ın tanınan bir çok gitaristine benzetirim. Her albümde her parçada farklı bir şekilde gitar çalar. Bu parçada da Steve Hackett tarzı gitar çalar ve beni mest eder.
Anyone's Daughter grubu popüler yada rock yıldızı olmak için müzik yapmamıştır. Gençliklerinde dinledikleri müziği taklit ederek değil, yorumlayarak progresif rock'ın yerini tüketimciliğin aldığı yıllarda kendilerinin de zevk alacağı biçimde kendi müziklerini yapmışlardır. 7 yıl gibi kısa bir sürede 8-9 albüm yapmışlardır.
Albümün kısa parçalardan oluştuğuna fazlaca vurgu yaptım belki ama müzikal atmosfer ve kalite bakımından 70'lerin devamı niteliğindedir. Anyone's Daughter kendi dönemlerinde gelişen neoprog'a takılmayıp 70'lerin yaratıcılığını devam ettirmişlerdir. Sadece bu albümlerinde değil, bütün albümlerinde caz, klasik müzik, folk ve elektronik sesleri en mükemmel biçimde kullanmaya çalışmışlardır.
Anyone's Daughter 70'lerin kalitesini 80'lere taşıyıp devam ettiren ama müzikte herhangi bir iddiası olmadığı için müzik yapmayı bırakan bir gruptur. Gerçekten progresif rock'tan zevk alacağınız, özellikle 80'ler dönemi için bir Alman mucizesidir.
1. Swedish Nights (4.54)
2. Thursday (3.59)
3. Sundance Of The Haute Provence (3.39)
4. Moria (3.52)
5. Enlightment (5.01)
6. Superman (3.56)
7. Another Day Like Superman (8.03)
8. Azimuth (1.27)
9. Between The Rooms (4.22)
Süre : 39.13
Uwe Karpa / Elektrik & Akustik Gitar
Harald Bareth / Vokal, Bas Gitar, Glockenspiel
Matthias Ulmer / Klavyeler, Piyano, Vokal
Kono Konopik / Davul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.