Bu Blogda Ara

22 Aralık 2018 Cumartesi

Eloy - Floating 1974




Eloy, her dönem kendini yenilemiş ve değişmeyi başarmış ender grupların başında geliyor. Hatta 70'lerden günümüze kadar gelen gruplar arasında tek bile diyebilirim.

1970'lerin başında başladıkları müziğe geçen yıl bir albüm daha ekleyerek devam ettiler. İlk başladıklarında hard rock tarzında müzik yapıyorlardı. Ancak müziklerinde keskin bir dönüş yaparak dönemin ağır saykodelik müziğine odaklandılar. Ağır saykodelik müzikten de bir süre sonra senfonik yapılı müziğe geçtiklerinde Eloy efsanesi olacak albümler ortaya çıkardılar. 80'lere geldiğinde ise yine space rock denen türe yöneldiler. Günümüzde de şimdiye kadar edindikleri bütün deneyimlerle geçen yıl bir mükemmel bir albümle müzikte varolmaya devam ettiklerini belirttiler.

Eloy, farklı bir müziğe yöneldiği her dönemde kalitesini ve yaratıcılığını fazlasıyla gösterdi. Ağır saykodelik döneminin ikinci albümü, kendilerinin de 3. albümü 'Floating' de yaratıcılık ve kalite bakımından dönemin benzer müzik yapan gruplarınla kıyaslandığında kolaylıkla özel bir yer edinir.

'Floating', bir önceki albüm 'Inside''dan biraz daha az saykodelik ama bir o kadar da ağır bir albümdür. Başlangıç şarkısında, aynı zamanda albümün adı olan, caz ritimleri yoğun gözükse de Manfred Wieczorke'nin org kullanımı hard rock'a yaklaştırıyor. Bir önceki albümde 'Daybreak' tarzı beat anımsatmıyor değil.


İkinci parça 'The Light From Deep Darkness', hem uzunluğu hem de içerdiği yoğun ve ağır saykodelik atmosferden dolayı bence albümün en iyisi. Bence en iyisi çünkü 3-4 yıl boyunca saykodelik rock dinlemediğim zaman olmuştu bir kaç yıl öncesine kadar. Nemrud'un son albümünü o kadar çok sevmiştim ki, bir süre sonra aklıma sadece Eloy'u getirebildim dinleyebilmek için. Bu parça da dediğim gibi hem uzunluğu hem de ağır atmosferiyle beni kendisine çekip içinde hapsediyor. Bluesvari bir yapıda olmadığı içinde ne kadar kendimi versem de tekrar dinleme hissi yaratıyor.

'Castle In The Air', albümdeki ikinci favori parçam. Blues'un hiç sırıtmadan mükemmel bir biçimde içine yerleştirildiği parça.

'Plastic Girl', albümden en çok bilinen parça. Bir çok kişi tarafından çok sevilip dinleniyor olsa bile ısınamadığım Eloy parçalarının başında geliyor. Ama yine de albümün atmosferine uygun bir parça.

'Madhouse', albümdeki heavy'e, ağır prog'a yakışır bir parça. Dönemin ağır prog öncülerinden hiç bir farkı yok. 1974 yılını göz önüne aldığımızda Rush henüz ortalarda yoktu bile.

'Floating', Eloy'un yine mükemmelleştiği albümlerden biri. Eloy'u zamanına göre değerlendirip albümlerine de ona göre odaklanıldığında albümünde ne kadar iyi bir yapım olduğu ortaya çıkar.

1. Floating (3.59)
2. The Light From Deep Darkness (14.37)
3. Castle In The Air (7.13)
4. Plastic Girl (9.05)
5. Madhouse (5.16)

Süre : 40.10

Frank Bornemann / Elektrik Gitar, Vokal
Manfred Wieczorke / Org, Elektrik Gitar
Luitijen Janssen / Bas Gitar
Fritz Randow / Davul 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.