Bu Blogda Ara

13 Şubat 2019 Çarşamba

Arabs in Aspic - Syndenes Magi 2017




Beni progresif rock yorumları içinde en çok güldüren, King Crimson'ın Red albümünün prog-metal'in temellerindendir diye söylenmesiydi, hala daha aklıma geldikçe gülerim.

Aslında gülünecek o kadar çok şey var ki, söylenenlerin büyük çoğunluğunu umursamıyorum. Ama King Crimson için söylenenler önemli olduğunu düşünüp, bu iddiaya sahip olanlara şunu sormak isterim. Madem King Crimson prog-metal'in temellerinden ise, şimdiki prog-metal grupları niye King Crimson benzeri müzik yapamıyorlar?

Ama King Crimson gibi müzik yapan gruplar var. Ne yazık ki, progmetalseverlerin pek bilemeyeceği gruplar. Arabs in Aspic bunlardan bir tanesi.


90'ların ortalarında bir grup gencin kurduğu grup, ilk albümlerini 2004 yılında çıkarır. Benim tanışmam ise 2010'daki ikinci albümleriyle olur. Müziklerinde temel aldıkları 70'ler atmosferi olduğu için ilk albümlerinden itibaren retro grubu diye anılmaya başlar. Ancak retro pop ve bazı rock türlerinde geçerli bir ifade olsa da bunu Arabs in Aspic grubu için söyleyemeyiz. Çünkü progresif olan müziğin retro'su olmaz. O yüzden Wobbler gibi Arabs in Aspic(ikisi de aynı ülkeden)  grubunun müziğini yapısıyla tanıtmak daha uygundur.

'Synedenes Magi', grubun 5. albümleri. Daha önceki albümlerinde olduğu gibi müziklerini yine 70'lerin müzik anlayışına oturtmuşlar. Kullandıkları enstrümanlarda aynı şekilde 70'lerin atmosferinde geziniyor.

Çarpıcı olan yada dinleyeni ilk etkileyen, daha ilk parçada ki King Crimson'ın avantgard atmosferi. 'Starless' parçası gibi başlayan, mellotron çıkardığı rüzgarımsı ses ile depresyona gireceğinizi düşündüğünüz andan çok kısa bir süre sonra sert gitarlarla kendinize gelir gibi oluyorsunuz, ama o da kısa sürüyor. Çünkü bu kez kulağınıza Pink Floyd'un 'Echoes' parçası ve ritimleri gelmeye başlıyor. İlk parçasında daha 70'leri klasik progresif resitalini duyuyorsunuz.



'Mörket'(karanlık) 2 ile ilk parçadaki 70'ler resitaline bu kez Genesis ve Led Zeppelin atmosferleri  karışıyor. Grup parçaları vokallerle yorumlarken ağır gittiğinden dolayıdır belki de, kendisinin bir imajı oluşuyor. Evet, müziklerinde bolca 70'ler atmosferi var ama vokallerde kendilerinin emeği benzersiz.

'Mörket 3', albümün ve tahminimce grubun en iyisi olması gereken parça. 20 dakikalık uzunluktaki parça, diğer iki parça gibi 70'lerden ilham alıyor. Aynı ilk parçadaki gibi King Crimson ve Pink Floyd'u duyuyorsunuz ama bir fazlası var. Fransızların kimilerince efsane, kimilerince de adı bile bilinmeyen grubu, Ange. Avantgard atmosferi ve folk ezgilerini mükemmel bir biçimde birleştiren Ange'nin atmosferi, parça başlarken duymaya başlıyorsunuz, bir de parçanın sonlarında. Arada olan  ise King Crimson, Black Sabbath ve Pink Floyd kalitesindeki atmosferi ağır müziğe alışkınsanız, başından sonuna kadar sürüklüyor. Sonunda ise bahsettiğim Ange'nin folkik atmosferi çıkıyor, belki de norveççe vokalden kaynaklıdır! Fazlasıyla benzer.

Wobbler ile benzer çizgiye sahip, Arabs in Aspic. Her iki grupta önceki albümlerinde 70'ler atmosferini ve müzikalitesini albümlerinde yansıtıyorlardı. Ancak her iki grupta geçen yıl bu çizgilerinin çok üzerinde albüm yaptılar. Umarım, önümüzdeki yıl ve yıllarda bu çizgiyi aşmasalar da altına inmezler çünkü gerçekten kaliteli müziğe ihtiyaç var. 

1. Syndenes Magi (12.30)
2. Mörket 2 (9.34)
3. Mörket 3 (20.20)

Süre : 42.14

Jostein Smeby / Elektrik Gitar, Vokal
Stig Arve Kvam Jorgensen / Klavyeler, Synth
Erik Paulsen / Bas Gitar, Perküsyon
Eskil Nyhus / Davul, Perküsyon

Konuk
Halvor Viken Holand / Keman
Alessandro Elide / Perküsyon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.