Bu Blogda Ara

30 Nisan 2019 Salı

Carmen - Fandangos in Space 1973


                       
David Allen ve kızkardeşinin öncülüğünde kurulan Carmen grubunun flamenko müziğini kullanmaları Allen ve kardeşinin ailesinin ispanyol resturantı işletmesinden kaynaklı. Babası ispanyol gitarı çalarken annesi ispanyol dansları yapan bir dansçıdır.

David Allen, kızkardeşiyle birlikte 1970 yılında grubu kurarlar. 1973 yılında İngiltere'ye gelirler. Daha sonraları Jethro Tull'da bas gitar çalacak olan John Glascock katılır. İlk albümleri aynı yıl çıkar. (David Allen, herkesin bildiği Avustralya'lı ve Gong efsanesinin gitaristi ile aynı kişi değildir. Aynı isim olması nedeniyle belirtmekte fayda var.)

'Fandangos in Space', ispanyol flamenko müziği ve ispanyol halk müziklerini temel alarak ortaya çıkmış bir albüm. Daha önceleri dinlememe rağmen aklımda kalmayan ama Triana ve Cai ile tanımaya başladığım Andulus rock (endülüs) ile pek bir benzerliği yok.

Triana, Cai gibi gruplar ispanyol halk müziğini kullanırken arap ve akdeniz ezgilerini de katmışlardı. Özellikle cazı kullanmaları Andalus rock'ın tanımı için benim temel aldığım bir kıstas haline geldi. O yüzden Carmen grubunun yaptığı müziği Andalus rock içinde değerlendiremem.

Carmen grubu ispanyol halk müzikleri haricinde ingiliz tarzı halk ezgilerini de kullanıyor. Jethro Tull vokalleri özellikle dikkati çekerken Lindisfarne ezgilerinin de etkileri abartı olmasa da kendisini hissettiriyor. Albüm ve grup için ingiliz stiliyle ispanyol müziği denebilir.

Albüme gelirsek, 40 dakikalık sürede eğer halk müziğinden hoşlanıyorsanız zevk alacağınız kesin. Halk müziklerinden hoşlanmıyorsanız yine zevk alacağınız kesin çünkü yukarıda Jethro Tull benzerliği var derken aynı zamanda mellotron kullanımı ve David Allen'in kızkardeşi Angela'nın vokali olduğu bölümlerde Curved Air etkisi var.

Curved Air grubu da albümlerinde halk ezgilerini kullanırken benzer atmosferler ortaya çıkıyordu. Carmen grubunda da ingiliz etkisi yeterince mevcut.

Albümdeki parçalar ingilizce ve ispanyolca olarak yazılmış, o yüzden parçalar arasında hem sözler hem de yapı olarak bir benzerlik söz konusu değil. Bu aynı zamanda parçaların bir şablona oturtulmadığı anlamına da gelir. Dolayısıyla grup kendisini tekrar etmiyor.

Carmen bilindik gruplar arasında olmaması ve yaptıkları müziğin devamını getirici yani örnek alınması gereken gruplardan olmaması nedeniyle kıyıda köşede kalmış bir grup. Yine de 70'lerin yaratıcılığını görmek isteyenlerin kesinlikle dinlemesi gereken albümlere sahip. 'Fandangos in Space' albümü de grubun güzel bir çalışması.

1. Bulerias (4.18)
. Cante
. Baille
. Reprise
2. Bullfight (3.39)
3. Stepping Stone (2.45)
4. Sailor Song (4.54)
5. Lonely House (2.58)
6. Por Tarantos (1.44)
7. Looking Outside (My window) (5.10)
. Theme
. Zorongo
. Finale
8. Tales Of Spain (3.32)
9. Retirando (2.13)
10. Fandangos (4.33)
11. Reprise (2.05)

Süre : 40.53

David Allen / Vokal, Elektrik Gitar, Flamenko Gitar
Roberto Amaral / Vokal, Vibrafon,
Angela Allen / Vokal, Mellotron, Synth (ses düzenleyicisi)
John Glascock / Vokal, Bas Gitar, Bas Pedal
Paul Fenton / Davul, Perküsyon

28 Nisan 2019 Pazar

Faust - Fresh Air 2017




2017'nin sonlarında yılın en iyi albümleri diye liste yapmaya kalkıştığımda yeni çıkan bir çok albüm dinlemiştim. Bazılarını ilk dinlediğim andan itibaren beğenip listeme koymuştum. Bazılarını da dinledikten sonra silip yok etmiştim. Bazılarını da daha sonra dinlerim diye bilgisayarın içinde bir yerlere atmıştım. Sonraları tekrar ortaya çıkardığımda o albümleri teker teker baştan sona zevk alarak dinlemeye başladım.

Bir önceki yazımda Michael Rother'in albümünü yazarken son bir aydır doğru dürüst müzik dinlemediğimi yazmıştım. 4-5 albüm haricinde gerçekten müzik dinlemedim. Bir kaç akşam önce ise bilgisayardaki albümleri karıştırırken Faust'un bu albümü karşıma çıktı. O bir kaç gün içinde de albümü baştan sona en 10 kez dinledim. 

Faust, krautrock'ı az çok bilenler için tanıdık bir grup. En azından merak edenlerin krautrock diye aradığı zaman tür olarak değil, bir şarkı olarak karşına çıkar ve diğer albümleri bilinmese bile akılda bu parçayla kalıcı olur.

Sanırım ben de ilk dinlediğimde 'krautrock' parçasıyla yetinmişim ki diğer albümlerini anımsamıyorum. Son bir kaç gündür sürekli aynı albümü dinliyor olmamdan dolayı da pişman değilim. O dönem diğer krautrock gruplarına öncelik verdiğim için Faust grubunu unutmadım ama albümlerini dinlemeyi de ertelemiş gibi oldum. Şuan ise yepyeni bir müzik keşfetmişçesine zevk ile dinliyorum.


Faust, 1970'li yıllarda Almanya'dan çıkan bir grup olmasına ve pek popülerliği olmamasına rağmen şuanki grup üyelerinin çoğu farklı ülkelerden müzisyenler. Farklı ülkelerden olmaları müziğin niteliğini değiştirmiyor olsa da ortaya konan müziğin evrenselliğini gösterir niteliktedir. Faust yada grubu şuan için ayakta tutan davulcu Werner Diermeier ve bas gitarist Jean-Herve Peron ile birlikte müziğin evrenselliğini ve yaratıcılığını ön plana alarak grubu ayakta tutuyorlar.

'Fresh Air' albümü krautrock olarak adlandırılsa da ortaya konan müzik daha çok avant-gard atmosfere sahip. Bu atmosferin altında serbest caz, saykodelik, klasik müzik, funk, halk müziği (balkanlar ortadoğu) gibi birbirlerinden farklı türler ve armonik yapılar var. Bunların biraradalığı daha doğrusu hepsini bir araya getirip bambaşka bir müzik ortaya çıkarmak ise iki müzisyenin müziğe bakışı sayesindedir. 

Krautrock'da yenilik arıyorsanız, fransız tarzı avantgard'ı seviyorsanız, günümüzün anlamsız saçma sapan ve sürekli kendini tekrarlayan şablon müziklerden hoşlanmıyorsanız, Faust'un 'Fresh Air' albümü size ilaç gibi gelecektir. Yetmeyecek diğer albümlerini merak edip onları dinleyeceksiniz. O da yetmeyecek Faust benzeri grupları bulmaya çalışacaksınız. Ama aramayın, bulamazsınız.

Ben size iki grup vereyim; Flowers Must Die, Heliocentrics.

'Fresh Air' albümünde müzikal kalite yüksek olduğu kadar 'Fresh Air' adlı parçanın teması da sıradanlıktan öte. Her yerimizi saran fabrikalaşma, makineleşme sayesinde sağlıklı düşünebilecek yerlerimiz, yaşam alanlarımız tamamen yok oluyor. Şehirler insan yaratıcılığın sonuçlarından biri olması gerekirken; makineleşen, köleleşen insan yığınlarının yaşayıp öldükleri (yendikleri) örümcek ağlarına dönüşüyor. Faust grubu da haklı olarak hem insan yaratıcılığının önünün kesilmesine hem de makineleşen şehirlere isyan bayrağını müziğiyle acıyor.

2017'nin sonlarında en iyi albümler diye bir liste hazırlamıştım. Son bir kaç gündür bu albümü dinlemekten dolayı sanırım iyi ki yayınlamamışım diyorum. Yoksa böyle mükemmel ötesi bir albümü yok saydığım için üzülürdüm.

1. Fresh Air (live) (17.31)
2. Birds Texas (2.31)
3. Partitur (0.22)
4. La Poulie (6.38)
5. Chrorophyl (8.04)
6. Lights Flicker (5.40)
7. Fish (live) (11.25)

Süre : 52.11

Jean-Herve Peron / Besteci, Bas Gitar, Elektrik Gitar, Vokal
Werner Diermeier / Besteci, Perküsyon

Albüm katılanların nasıl katkıda bulunduklarını bilmiyorum. Sanırım Barbara Manning vokallerde yer alıyor. Diğerleri hangi enstrümanı çalıyor, internet üzerinden bilgi edinemedim. Ama Barbara Manning'in vokali bir çok rock vokalistinden çok daha iyi.

Maxime Manac'h
Barbara Manning
Braden Diotte
Juergen Engler
Michael Day
Robert Pepper
Ulrich Krieger
Ulrike Stöve
Ysanne Spevack 

23 Nisan 2019 Salı

Michael Rother - Flammende Herzen 1977



Yazı yazmayalı bir aydan fazla bir süre oldu. En son yazdığım yazıdan sonra yazmayı istediğim Michael Rother'in ilk albümüydü. Yazamadım, yazma isteği gelmedi. Üzerine bir çok albüm dinledim yazarım diye ama hepsini severek ve zevk alarak dinlediysem de hiç birine odaklanamadım. Bir ay öncesine bu gece geri döndüm. Kaldığım yerden, Michael Rother'in ilk albümünden devam ederim dedim.

Michael Rother, aynı Neu! grubundan arkadaşı Klaus Dinger gibi sürekli müziğin içinde olmuş bir isim ve hala daha müziğin içinde olmaya devam ediyor. Albümler yapmıyor olsa da, konserlerde yer alıyor.

Klaus Dinger'in Neu! grubu dağıldıktan sonra kurduğu La Düsseldorf'un ilk albümünü yazarken değindiğim krautrock'a tekrar değinsem Michael Rother'in müziği daha çok anlaşılır. Krautrock genel tanım içinde ağırlıklı olarak deneysel müzik olarak geçse de müziğin içi biraz farklıdır. Bu farkı ben ikiye ayırarak açıklamaya çalışıyorum. İlki saykodelik rock'a yakın türde olanlar; ikincisi, elektronik (avantgard) seslerin yoğun olduğu atmosfere sahip olanlar. İlkine örnek olarak Amon Düül II, Nektar, Guru Guru gibi gruplardır. Maalesef günümüzde devam edicileri çok azdır yada krautrock dendiğinde anımsanmaz. İkincisi ise sayılamayacak kadar örnekleri vardır ve müzik üretilmeye devam edilmektedir. Tangerine Dream, Can, Popol Vuh, Faust, Cluster ilk aklıma gelenlerden.

Klaus Dinger'in çalıştığı ve yarattığı gruplar gibi, Michael Rother'in çalıştığı gruplar ve solo albümleri de yukarıda örneğini vermeye çalıştığım krautrock'ın yaşayan tarafını oluşturuyor. 'Flammende Herzen' albümü de krautrock'ı anlamak için kolay yöntemlerden birisidir.
                                                   

Michael Rother, krautrock'ın efsaneleşen gruplarından Neu! kurulmadan önce Klaus Dinger gibi elektronik müzik denince akla gelen gruplardan Kraftwerk grubunda kısa bir dönem bulundu. Hemen ardından Neu! kurulduktan sonra albümlere yoğunlaşmaktan ziyade konserlere yoğunlaştılar. Çok konser vermelerinden dolayı albüm sayıları az olsa da, Michael Rother bir kaç yıl sonra Harmonia grubuna da dahil oldu. 1975 yılında Neu! dağıldıktan sonra ilk albümü, 'Flammende Herzen'i 1977 yılında çıkardı.

'Flammende Herzen' albümünü sanırım ilk kez geçen ay dinledim. 10 küsür yıl önce krautrock gruplarının çoğunu dinlerken Neu! grubunun albümlerini ve Michael Rother'in 'Sterntaler' albümünü de dinlemiştim. Hatta o dönem krautrock denince aklıma gelen ilk bir kaç isimden biriydi. Ancak daha farklı müzikler dinlemeye yönelince bu ilk albümünü dinlemeyi kaçırmışım.

'Flammende Herzen', Michael Rother'in ilk albümü ve ilk albümünde yardımcı olarak Can grubundan Jaki Liebezeit katılmış. Albüm yine Neu! Atmosferinde ama gitar çalışmaları daha çok duyuluyor. Bir sonraki albümü 'Sterntaler' da olduğu gibi Rother'in gitarı müziğe dramatik bir hava katıyor. Albüm baştan sona mekanik bir ritim üzerinde gidiyor olsa da biraz kendinizi verdiğininiz zaman Michael Rother'in ne yapmak istediğini anlayabilirsiniz.

Krautrock, günümüzde popülerliğini yitirmiş, 70'lerdeki gibi bilinen bir tür olmasa da dinleyene özellikle anlayana müzik hakkında çok şey katacak bir müzikal anlayış. Ki bu anlayış günümüz popülerleşmiş bir çok müzik türünün de temeli. Michael Rother ise Krautrock'ın oluşumunda çok değerli bir isim.

1. Flammende Herzen (07.03)
2. Zyklodrom (09.36)
3. Karussell (05.22)
4. Feuerland (07.06)
5. Zeni (05.09)

Süre: 34.11

Michael Rother / Gitar, Piyano, Bas Gitar, Synth
Jaki Liebezeit / Perküsyon