'Waters Of Change', Britanya'da progresif rock'ın klasik haline gelmiş bir çok rock grubunun, bir nevi gölgesinde kalmış, Beggars Opera'nın 1971 yılındaki ikinci albümü.
İskoçların efsanesi(evet efsanesi olması gerekiyor), Beggars Opera(Dilencinin operası)'nın bu albümü, ilk albümüne göre daha çok senfonik bir atmosfere sahip; ilk albümdeki saykodelik hava burada kendisini uzay rock (space) denen atmosfere bırakıyor. Bunu Beggars Opera deyince ilk akla gelen parçası olan 'Time Machine' den anlayabilirsiniz.
Albümün yada grubun 70'lerin atmosferinde, Britanya gibi progresif rock'ın en çok üretim verdiği yerde, gölgede kalmış olmasının sebebi, popülerliği falan değil. Ki klasik haline gelen grupların çoğu 75-76 sonrası zaten popülerliklerini yitirmişlerdi. Burada gölgede kalmış dememin sebebi, progresif rock diye müzik dinlemeye, progresif rock'ın köklerini bulup dinleyelim diyenlerin klasik haline gelmiş grupları dinledikten sonra bir çok grubu göz ardı etmesidir. Beggars Opera da sadece bunlardan bir tanesidir.
Bunu söylememin en önemli nedeni, 'Time Machine' parçasının atmosferi. 'Time Machine', aynı yıl sonra müzik yaşamına başlayıp, 3-4 yıl sonra progresif rock'ın klasik albümlerine imza atan Eloy'un o bilindik senfonik atmosferlerine sahip benzer bir parça.
İlginçtir ki, Beggars Opera'nın 'Time Machine' parçasında esinlenmesi gibi Eloy grubu da ad koyarken H.G. Wells'in 'Time Machine' hikayesini temel alıyor. Yani biri hikayenin adını kullanırken diğeri de hikayenin içinde geçen Eloi denen bir ırktan alıyor.
Açılış parçası 'Time Machine'; öncü bir parça, Eloy'un 3-4 yıl sonra yapacağı saykodelik, uzay, senfonik müziğinin öncülerinden. Saykodelik elektrik gitar, güçlü vokal ve tabii Alan Park'ın klavyeleriyle saykodelik atmosfer mükemmel bir ses uyumu (senfoni) ortaya çıkarıyor.
'Lament', kısa ve öz saykodelik org pasajı. Ayrı olarak değil de, bir sonraki parçanın başına eklenmiş olsaydı, daha özgün dururdu gibi.
'I've No Idea', çook ilginç bir başka parça. 3.4 ay önce dinlediğim son çıkan albümlerden birini anımsattı. 60'ların sonlarında bolca örneği bulunan beat-saykodelik tarz'da başlayan parça daha sonra Alan Park'ın org sololarıyla devam ediyor. Sonlarına doğru ise o bahsettiğim grubun, Wobbler'in müziği gelmeye başlıyor.
Alan Park'ın etkilediği gruplardan birisi de Wobbler imiş meğer.
'Nimbus', akustik, saykodelik ve karamsar bir parça. Böyle senfonik bir albüme bu parça biraz sıradışı kaçmış.
'Festival', bir yıl sonra İtalya'da, 1972 yılında çıkan PFM'nin 'E Festa' parçası gibi başlıyor. Daha sonra beat-saykodelik ve pop tarzında devam ettikten sonra tekrar 'E Festa' benzeri folk-senfonik bir havada devam ederek bitiyor. Kötü değil ama mükemmel de değil.
'Silver Peacock' un giriş (intro) bölümü karnaval, panayır havasında. İkinci bölümü ise 'Time Machine' parçasından sonra en iyi atmosfere sahip parça. Tabii bir de burada Vokal'in ses kalitesinin de ne kadar etkili olduğunu hesaba katmak gerek. En önemlisi ise 'I've No Idea' parçasında ki olduğu gibi Wobbler'e esin kaynağı olmuş olması.
İlk 2007-8 de dinlemiş olmama rağmen daha sonra dinlediğim Wobbler'in müziğinde anımsayamamıştım ama şimdi yazıyı yazarken müzik kafamın içinde daha da netleşti.
Tekrarlayabilirim, Wobbler'in esin kaynaklarından biri kesinlikle Beggars Opera.
'Impromptu', kulağa hoş gelen, akustik seslerle folk parçası. Yine Wobbler'in 2009 yılında çıkardığı albümde kullandığı açılış ve kapanış parçalarına benziyor.
Son olarak 'The Fox'. Her ne kadar farklılık gösterse de kapanış parçası bana Genesis'in aynı yıllarda yaptığı 'Nursery Crime' albümünden bir parçayı anımsatıyor. Adını anımsayamadım o parçada ki gibi klavye ve org öncülüğünde karmaşık, ağır, tekrarlanması yada kopya ederek aşırılması zor bir parça gibi geliyor. Burada da tabi Alan Park'ın Genesis'den Tony Banks gibi müziğe öncülük ediyor oluşu söylenmesi gereken bir durum.
Beggars Opera, gölgede kalmış progresif rock gruplarından biri. Gölgede kalmasının nedeni de yaptıkları müziğin ikinci sınıf yada döneminde popüler olmayışı değil, günümüz prog dinleyicilerinin şartlanmış halidir. 'Waters of Change' ise, Eloy, Camel ve Wobbler, tabii anımsayamadığım bir çok rock grubuna esin kaynağı olmuş, başyapıt sayılabilecek gerçek bir progresif rock albümü.
1. Time Machine (8.00)
2. Lament (1.51)
3. I've No Idea (7.42)
4. Nimbus (3.43)
5. Festival (6.00)
6. Silver Peacock (intro) (0.22)
7. Silver Peacock (6.33)
8. Impromptu (1.14)
9. The Fox (6.52)
Süre : 42.03
Rick Gardiner / Elektrik Gitar, Akustik Gitar, Geri Vokal
Martin Griffiths / Vokal, İnek Çanı
Alan Park / Org, Piyano
Gordon Sellar / Bas ve Akustik Gitar, Geri Vokal
Virginia Scott / Mellotron, Vokal
Raymond Wilson / Perküsyon
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.