Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2016 Perşembe

Le orme - Veritâ Nascoste 1976



Le orme bana İtalyan progresif rock müziğini sevdiren ilk gruptur. İlk severek dinlediğim parçası da bu gruba ait. İtalyan progresif rock'ı yeni yeni dinlemeye başladığım zamanlarda 'In Ottobre' parçası ile Le Orme İtalyan müziğine hayranlığım her gün daha da çok arttı. Sonrası, yani günümüz ise malum. İtalyan progresif rock'ı İngiliz progresif rock'ı ile kolayca yarıştırabilecek düzeyde olduğumu kolaylıkla söyleyebilirim artık.

Le orme'nin 'Verità nascoste' albümü kendi tarihleri içinde başyapıt olmuş albümlerinden biri değildir. 'Felona e Sorona', 'Contrappunti', 'Collage' gibi başyapıt olmuş albümlerle pek bir ilgisi olmasa da dinlemesi kolay bir albümdür. Le orme bu albümde normalde 3 kişilik bir grup iken Germano Serafin gruba gitar'da eşlik eder.

1975 sonrası progresif rock'ın duraklamaya geçtiği dönemde Le orme grubu progresif rock'ı devam ettirmeye çalışan ender gruplardan birisi. Tabii ki kendi müzik anlayışlarıyla. Le orme'de İngiliz yada Alman progresif rock stilini göremezsiniz. Kendilerine özgü müzikleri ile İtalyan progresif rock müziğinin öncülerindendir.

Verità nascoste...

İlk parça; 'Insieme al concerto' (birlikte konserde) bir konserde dinleyenlerin duygularını anlatmaya çalışırlar. Parçada ki piyano ve org kullanımı bana Alman Birth Control grubunu hatırlatıyor her dinlediğimde. Misafir gitarist Germano Serafin iyi iş çıkarmış özellikle kısa solo pasajlarıyla. Gitarda ki yeteneğini daha ilk parça da kendisini belli ediyor.

İkinci parça 'In Ottobre' (Ekim'de), ağır gitar pasajlarıyla albümde ki en çok dikkat çekeni. Le orme senfonik yapıdan uzaklaşıp heavy progresif rock türüne çok güzel bir parça hediye etmiş. Ki zaten hem albümde hem de bütün Le orme albümleri arasında en sevdiğim parçalarından birisi. Germano Serafin gitarıyla sanırım en çok bu parça'ya katkı da bulunmuş. Kısa ama derin gitar solosu gerçekten yaratıcı. Rush severlere, mesela bana, güzel bir parça.

'Verità nascoste' (gizli gerçeklik) üçüncü parça. Albümü de ismini veren parça. Sonraki albümlerinden olan 'Florian' albümüne şimdiden göz kırpan bir parça. Yaylı kadrosuyla naif, içe dokunur gibi. Calipso kadar derinden etkilemese de güzel bir parça.

'Vedi Amsterdam...' (Amsterdam'ı gör (bak)) İtalyan progresif rock gruplarından Goblin'in  müzikal yapısıyla başlar. Aslında Goblin'in ilk albümlerinin 76 yılında çıktığını hatırlarsak Le orme'nin yaptığı müziğin etkisini anlayabiliriz. Goblin efsanesi öncesi Le orme (!). Özellikle kilise orgu 'Vedi Amsterdam' parçasını başından sonuna kadar götürüyor.

'Regina al Troubadour' 60'ların beat döneminden 76 yılına sıçramış bir parça. Parçanın orta kısmında yeralan akdenizvari gitar (yada mandolin) olmasa 60'ların rock müziği olduğuna kesinlikle inanırız. Parçanın sonunda ki gitar solosu 70'lerde rock müziğin İtalya'da geldiği durumu gösteriyor. Amerikalılardan çok daha iyi.

'Radiofelicità' albümde ki ikinci sevdiğim parça. Hem sonraki albümlerinden 'Florian'a göz kırparken hem de klasik progresif rock müzikal yapısında. Özellikle arkadan gelen radyo sesleri Roger Waters'a ilham olmuş olabilir mi?. Sadece merak işte. Son kısım 76 yılında 80'lerin disko müzikal yapısı...

'I Salmoni' 'Florian' albümü 'biz geliyoruz' diye bağırıyor desem yeridir. Kısa ve öz. İtalyan progresif rock'ının en içten parçalarından birisi. İtalyanların akdeniz müziğini nasıl rock müziğe uyarladığının kanıtı adeta. Bas gitar ve vokal'de Aldo Tagliapietra; ELP'den Greg Lake rolüne bürünmüş.

Aldo Tagliapietra benim hala en sevdiğim vokallerin başında gelir. Merak edenler için Aldo Tagliapietra'nın solo albümlerini tavsiye ederim.
'Il gradino più stretto del cielo' albümde ki en itici parça. Senfonik, akdenizvari folk ezgileri olsa da bir türlü sevemedim. Benim için albümün  en kötü parçası. Buna rağmen bas gitar ve davul dinlenmeye değer.

Sonuç olarak İtalyan grupları ve müzisyenleri rock dünyasında pek popüler değillerdir. Birçok rock dergisi okuyucularına sorarak en iyiler diye sıralama yaparken İtalyanlar pek bilinmediği için sıralamalarda pek yer alamazlar. Albümü dinlerken davulcu  Michi Dei Rossi'yi ayrı olarak özellikle  dinleyin derim. Özellikle 'In Ottobre' ve ' Il gradino più stretto del cielo' parçalarında. Ne kadar yaratıcı davulcu olduğunu göreceksiniz. Bundan 4-5 yıl önce kendisiyle eski facebook hesabım hala aktifken konuşmuştuk. Kendisi çok kibar birisidir. Şuan 5000 kişilik hesabıyla her gelene cevap veremiyor, maalesef.

1. Insieme al concerto (6:04)
2. In ottobre (6:40)
3. Verità nascoste (3:59)
4. Vedi Amsterdam... (4:54)
5. Regina al Troubadour (6:43)
6. Radiofelicità (4:55)
7. I salmoni (2:54)
8. Il gradino più stretto del cielo (4:56)

Süre: 41: 20

- Germano Serafin / Elektrik & Akustik Gitar, Bas Gitar (7)
- Antonio Pagliuca / Hammond Org (1,5,7,8), Piyano (1,6), Elka Synth (ses düzenleyici) (1,2,5,6), MiniMoog (1,2,5-8), Mellotron & Hohner synth & Klavinet (5)
- Aldo Tagliapietra / Bas Gitar, Vokal, Fender Elektrik Piyano (4)
- Michi Dei Rossi / Davul, Gong (1), Perküsyon (2), Glockenspiel (3), Timpani (7), Tubular Bells (Çan)

Yardımcı Müzisyenler,
- Bill Pitt / Aranjör ve Yönetmen (3)
- Vivian Joseph / Çello (3)
- John Forrester / Keman (3)
- William Armon / Keman (3)
- Sidney Margo / Keman (3)
- William Skeat / Flüt (3)

Kapak Resmi : Mario Convertino


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.